Quantcast
Channel: SEVGİLİ GÜNLÜK
Viewing all 109 articles
Browse latest View live

HAMAM SEFASI

$
0
0

Dün hayatımda ilk kez hamama gittim canolar :) Çok değişik bişiymiş ya laa bu :)

Burada aile dostlarımızın oteli var.Hamam,sauna,masaj vb.şeyler için durmadan çağırırlardı.Dün en sonunda annem ve gün takımı(10-15 kişi) toplu halde oteli bastık :P Giderken kendimi görücüye çıkıyormuş gibi hissettim azıcık.Eskiden hamamdan kız beğenirlermiş ya ondan ötürü :P Allahtan çoğunun çocuğu ya evli ya da benden çok küçük ondan daha rahattım aralarında :D


Saunaya girin ilk önce terleyin öyle keseye girin dedikleri için ilk önce saunaya girdim.O nasıl sıcak lan öyle deyip tam çıkacakken annemin arkadaşlarından biri beni tuttu.Kal şurada biraz toksinlerini atarsın dedi.O 10dk beni bitirdi resmen canolar.Ayaklarım bile terledi lan O_o Hiç bilmediğim yerlerimden terler aktı.Zorlu dakikalardan sonra vücudunuza sabun felan sürmeden kese yaptırın direktiflerinden ötürü doğruca hamama geçtim.Keseci teyzeleri beklerken az biraz sıcaktan fenalaşır gibi oldum.Ben evde ılık suyla yıkanırım bi de,düşünün oradaki buhar ve sıcaktan nasıl rahatsız olduğumu.Arada sırada dışarı çıkıp bolca soğuk suyla yıkadıktan sonra Endonezyalı mı Çinli mi bilemediğim teyzelerden biri gelip kese?kese?dedi.Bende evet dedim.Aralarındaki en küçük ve utangaç tip olduğumdan küçük odaya geçtim.Teyze beni yatırdı mermerin üstüne.Aşağılardan keselemeye başlayan teyze yavaş yavaş yukarı çıktı.Sonra bi baktım bikinimin üstüyle oynuyor noluyoz hacı demeye kalmadan bikinimin üstü gitmişti.Vallahi teyze her bir yerimi keseledi.Ön taraf bitince teyze bana dön dedi.Peki dedim :) Döndüm bi de aynı işlemi arkada tekrarladı.Bi an bikinimin altını da çıkaracak gibi oldu dedim tamam dur,cıbıl olmaya alışık değilim ben :D
Kese işlemi bitince masaj için beklemeye başladım.Genelde süslü şıkır şıkır gördüğüm teyzeleri çıplak görmek eğer küçük olsaydım bende hasar bırakabilirdi ama onun yerine ehehhe gördüm sizi gördüm sizi diyip bunları izledim :P Sonrasında gene nereli olduğundan emin olmadığım bi kız gelip masaj dedi hee masaj dedim.O da beni bi odaya soktu, yatırdı masaya.
Bikiniyi geri nasıl bağladıysam açamadı :P Bende üstten çıkar anasını satayım soyunmaya alıştık zaten dedim fırlattım bi kenara bikiniyi :) Sert mi olsun hafif mi dedi.İlk defa olacak bu giriş bildiğin gibi dedim,demez olaydım.En son kız üstüme çıkmış beni masaya bastırıyordu.Arkada işi bitince dön dedi.Döndüm.Üst taraflardan çok huylanıyomuşum ben bunu fark ettim.Durmadan kıkırdayasım geldi.Baktım kız çok ciddi bi şekilde mıncıklıyor beni kendimi sıktım.Kız bi ara odadan çıktı elinde yeni havlular ve peştemalle geldi.Meğersem masaj bitmiş :/ Kalktım havluya sarındım dışarı çıktım bi de ne göreyim kocaman bi masa hazırlamışlar pastaları börekleri doldurmuşlar,teyzeler yiyip içiyor.Bende direkt daldım aralarına.Bi ara cıbıl olduğumu unutup masada havlumu çıkartıyordum ama fark edip toparlandım.

Neyse koca bi tabak hamur işini mideye indirdikten sonra üstümdeki yağı temizlemeye gittim.Hamama geri girdiğimde keseci teyze köpük?? dedi.Köpükleyin uleyn iyi alıştım ellenmeye dedim gene küçük odama girdim.Teyzeyle iyice yakınlaştığımızdan her bir yerimi mıncıkladı köpüklerken.Bi ara baktım başka bi kız daha gelmiş.Kakara kikiri yapıp köpüğümü akıttıktan sonra tekrar duş alıp üstümü giyinmeye gittim.
****
İşte ilk hamam deneyimim böyle geçti.Ayriyeten bu hamam,masaj,kese işi hoşuma gitti be canolar.İlerde gene gidebilirim.Kendimde o potansiyeli gördüm ;) Yalnız iyi ki iri,göbekli ve de kıllı amcalar yapmadı bunları vallahi kendimi elletmez kusardım oracıkta :/ Bi dee hamam hikayesi değil de erotik hikaye anlatmış gibi hissettim kendimi :P 


Çekiliş Var!!!

$
0
0
Selam millet ^.^
Bu sefer farklı bir postla karşınızdayım...
Beni tanıyanların bildiği gibi Japonya'ya uzun süredir ilgi duyuyorum ve nette birkaç kez karşıma çıkan Japonya'yla ilgili harika bilgiler paylaşan bir onee-sanımın bloğunda yaptığı çekilişle ilgili bir haber paylaşacağım.
Kendisi Bumerang ödüllerinde En Çalışkan Blog kategorisinde ilk 3 e kaldı ve bunun için birkaç gün içinde Türkiye yolcusu ( İyi Yolculuklar ve Tebrikler! ^.^ ) Kendisini tekrar tebrik ederim fazlasıyla hakettiğine inanıyorum umarım kazanır.
Kendisi takipçilerine teşekkür olarak bir çekiliş yapmak istemiş...

İlk önce videolu anlatım


Ve şimdi de ilgili post için TIK TIK

Evet işte bu kadar...
Bu şirin mi şirin hediyeleri kazanmak istiyorsanız videoda anlatılan blogda daha ayrıntılı yazılan adımları tek tek uygulamanız gerekmektedir.

Başarılar!


meli

SONDAN BİR ÖNCEKİ YAZI

$
0
0

Sevgili Günlüğün lolipop kıvamındaki gıdısı yalanısıca takipçileri.. başlıktanda anlaşılacağı üzere uzunca bir süre yine gidiyorum bu alemden :) tamam lan bu sefer geçen ki gibi tası tarağı toplayıp tüm gemileri yakıp gitmiyorum.. sadece dönem başından beri çok yoğun bir çalışma temposundayım bu yüzden de ne yazık ki buloklara zaman ayıramıyorum.. bende en iyisi biraz ara vereyim kendimi özleteyim dedim..

uzun süredir takipte olduğum buloklara baktığımda çoğunda bir sessizlik görüyorum ve sanırım hepimizde aynı durum var.. biraz sanırım bazı durumlardan sıkıldık gibi.. bazı şeylerin pişirilip pişirilip önümüze konması sıktı gibi.. sanki yazılarım kendini tekrarlıyor gibi geliyor.. bilmiyorum belki hem çalıştığım dergi hem okul dergim hemde okulum gereği çok fazla yazı yazıyo olmamdan kaynaklanıyor olabilir bu durum.. ama görüyorum ki bu durum bazı buloklarda da yaşanıyor.. kabız bir döneme girdik sanırım bulogır camiası olarak...

yani insanların buloka girip neden güncellenmiyo lan bu yazılar demesini istemiyorum.. en azından kimsenin nereye kayboldu lan gene bu kız demesini ve beni günlerce kapı kapı aramasını, sabahın sedasına çıkıp kayıp ilanı vermesini, hastaneleri ve karakolları arayıp ölümüyüm yoksa sağmıyım sormasını istemiyorum.. kısacası sizi bir yükten kurtarıyorum ve bende diğer ara veren bulogır arkadaşlarım gibi "biraz nefes" arası veriyorum...

ama gitmeden önce içimde kalırsa patlayacağım bir iki şey yazıp öyle gitmek istiyorum...


1) sevgili SONE'LER ben artık çok sıkıldım size laf anlatmaktan.. her insanın sevdiği ve sevmediği grup yada kişi yada olay yada renk yada yemek yada yada yada..... olabilir.. ben neden sevmediğimi yazdım. bu yazıya katılmak yada katılmamak senin sorunun benim değil.. hayır ben ortaya bir tezde atmıyorum ki.. yazdıklarımı çürütmeye çalışan bir iki canlıya bu lafım.. bu sadece işin bencesi... yani şöyle özetleyeyim.. keyfim ve ben el ele verdik ve bir SNSD anti yazısı yazdık.. yazarken çok eğlendik, kahyam da oradaydı onay verdi yayınladık bu kadar basit... yani sen bunu bunu yazmışsın ama aslında işin aslı böyle diye yorum yapmanın fazla kelime sarfetmenin bir anlamı yok... yani ben diyosam ki ulan karının ellemediği herif kalmamış anasını satayım senin kalkıp sen nerede yaşıyosun köyde mi onlar bir arada büyüyolar bundan daha doğal ne var demen kadar gerizekalıca bir durum yok... sen işin sencesini yaz... bence bu böyle de... ortaya çıkıpta SNSD avukatlığı yapmaya başladığınızda ben daha çok kıllanıyorum...TEPEMİN TASI, KEYFİM VE KAHYASI HALA BENİM MÜLKÜMDÜR KARIŞAMAZSIN....OK...

2) sevgili bazı VIP arkadaşlar... sizinle alakalı o kadar uzun bir yazı dizisi hazırlıyodum ki ömrüm yetmedi yazmaya ne yazıkki.. (kırmızı ile üstü boyanmış kelimeye dikkat.. bilmeyenler için türkçe açıklama yapayım bazı kelimesi geneli yansıtmaz genel içindeki küçük bir grubu yansıtır.. yani bu 2. maddede sözü geçen VIP arkadaşların dışında kalan VIP arkadaşlar üzerine alınmasın zira aralarından gerçekten çok sevdiklerim var) sidik yarıştırmayı bırakın sidiğinize yazık.. valla bak.. sizin grup iyi bizim ki iyi kavgalarını bırakın.. kim kimi seviyosa sevsin.. sevmediğiniz grubu yazın anasını satayım neden sevmediğinizi bilelim ama olayı ben bu grubu seviyorum çünkü onların pipilerinden sizinkilerinkinden daha uzun sidik çıkıyo yarışına döndürmeyin olayı.. heleki bunu "OPPACI" OLANLARI ERGENLİKLE SUÇLAYIP SONRADA İKİ GRUP ARASINDA "AMA BENİMMM GRUBUM DAHA CİCİ TAAAMMMIIII" KAFASINDA YAŞAYANLAR SÖZÜM SİZE NE İÇTİNİZ ANNEM SİZ.. SÖYLEYİN BİZ ONDAN İÇMEYELİM... diğer grupların fandomları ile girdiğiniz bu komik durum ne yazıkki fandomu olduğunuz gruba çok şey kaybettiriyo haberiniz olsun.. en azından siz ve sizin gibiler yüzünden çok kişiden duydum ben valla artık BİGBANG dinlemez olduk lafını.. ve yeni yeni bu aleme ayak basan çok arkadaşta sizin bu HIRÇIN ERGEN tavrınız yüzünden tanımaya bile çekiniyor bu grubu.. kimseye bir grubu zorla sevdiremezsiniz.. siz sevin sadece sevin grubunuz zaten başarılı zaten iyi zaten heryerde adından sıkça söz ettiriyor bu hırçın tavırlarınız onlara bir şey katmıyor... unutmayın orası kore ve orada tüm gruplar aynı mantıkla kuruluyor.. sanmayın ki sizin övdüğünüz grubun kurulma amacı ile sövdüğünüz grubun kurulma amacı farklı hepsi aynı şey için varlar... KISACA ÖZETLEYELİM OPPA GANGAM STYLE...
3) OPPACI BİBER GENÇLİĞİ... evet ne yazık ki böyle bir yazıda sizede sesleneceğim ama beni nerenizle anlayacağınız konusunda şüphelerim var.. öncelikle birşeyi açıklığa kavuşturalım arkadaşlar castin bibere oppa demeyi bırakın.. hayır castin dinlemenize kafanızı bulandırmanıza yada castinin beyninizi sikmesine izin vermenize gerçekten birşey demiyorum ama lütfen orada burada fan sayfalarında şu herife oppa demeyi bırakın... lan neyin kafasını yaşıyosunuz lan... neyse henüz küçüksünüz ve büyüyünce ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız... şimdi çıkar üç beş tane ama koredekiler castin oppaaaaa diyoooo biz niye diyemiyozzzz diye.. annem o zaman git nüfusunu koreye aldır.. BURASI TÜRKİYE BURDAN ÇIKIŞ YOK.. KAPİŞŞŞ...
4)OLGUNLUKLA ERGENLİK ARASINDAKİ FORMDA SIKIŞMIŞ KALMIŞ ASİMİLE ARKADAŞLAR... sizin içinde süper bir yazı dizisi hazırlamıştım ancak taslaklarda yıllanmayı bekliyor lezzeti artsın diye.. televizyonunu yeni açan arkadaşlara bu grubun kimler olduğunu biraz açıklayayım sonra dönecem ben yine size... aramıza yeni katılan izleyici bu grup öyle bir grup ki koreyi kendisinin keşfettiğini söyleyecek kadar napolyon ruhuna sahip.. "siz yokken kore daha iyiydi" diyecek kadar da kıskanç... bide bu grubun özelliklerinden biri oppa lafının içinde geçen herşeyden nefret ederler.. bu kelimeyi kullananları ise "ıyyyykkkk oppacı ergenler siziiiiiiiii" diye bokun içine sokarak aforoz ederler ki sonra sen böyle daha suçunun ne olduğunu anlayamadan kapı eşiğinde kalmış küçük emrah misali bakar durursun etrafına.. hıh böyle bakmaman için söylüyorum yeni seyirci sikleme annem onları sen... takıl kafana göre... neyse gelelim size ara form asimile arkadaşlar... öncelikle sizlere vücudumun binimum her yeriyle gülüyorum.. nedenine gelince sizi mantıken mantıksız buluyorum çünkü. size neden ara form asimile grubu diyorum biliyormusunuz.. çünkü söylediklerinizle yaptıklarınız birbirini tutmuyo.. örnek misal.. milleti oppacı ergen olmakla suçlayıp buloğunuz sağ ve sol şeritlerini oppa yada unni resimleri ile donatmanız kore kültür elçiliği ruhunuzdan ileri geliyo olmasa gerek.. elde var birrrrrrrr....sonra bu koreyi diğerlerinden daha çok sevdiğini ve sadece müziği ile değil her bi bişeyi ile sevdiğini söyleyen asimile ara form arkadaşlar buloklarınızda bir tane bile kore edebiyatına dair yada kore sanat müziği mi desem yöresel müzik mi desem (ben menapoz ergen grubundan olduğum için onlar kadar kore bilgisine sahip değilim adını siz koyun işte) bi tane bile tanıtımına denk gelmedim, sonra korenin son yaptığı ekonomik yada dünya çapında imzaladığı sosyal sorumluluk projelerinede denk gelmedim...sadece filmler ve müzik dünyası arasında kalmış olmanızda koreyi herşeyi ile seviyorum derken herşey kapsamını yanlış anlamanızdan kaynaklanıyor sanırım... bu etti ikiiiiiiiiii... sonracıma benim çevremde hiç 60 yaşındaki bir insan ile 15 yaşındaki bir insan tartışmaz çünkü bilirler aralarındaki kuşak farkını.. hani siz ötekileştirdiğiniz oppacı ergen arkadaşlarla tartışıp duruyosunuz ya iyide madem biliyosunuz karşınızda henüz büyüme çağında olan bir çocuk var ne diye muhatap alıyorsunuz.. annemin bir lafı vardır "çocukla çocuk olunmaz" diye.. ne diye çocuk oluyonuz onlarla.. yoksa sizde hala OLGUNLAŞTIRAMADIKLARIMIZDANMISINIZ??
5)BAZI MODA BULOKU YAZARLARINA...arkadaşlar moda buloğu açtığınızı iddia ediyorsanız lütfen gerçekten moda hakkında bahsedin.. oraya üç beş oyuncu resmi koyup yada kendi kombinleyip giydiğiniz şeyleri moda diye millete yutturmayın lütfen... öncelikle moda sadece kıyafette olmaz.. herşeyin bir modası vardır.. arabanın, mobilyanın, resmin, hatta sanat akımının bile.. eğer bulokunuz moda üzerine değilde moda adı altında sadece tekstil üzerineyse adını değiştirin kıyafet modası deyin, kıyafetlerde yeni trendler deyin ne bok derseniz deyin ama sadece moda deyip bırakmayın.. zira sizin bahsettiğiniz sadece tekstil modası... buda modanın sadece tek bir koludur... yok illa moda diyecez diyosanız lütfen moda olan diğer şeylerden de bahsedin.. son düşünce akımlarını yazın mesela.. yeni dekoratif modasından bahsedin mesela.. öyle giydiklerinizi göstermekle moda olmaz.. boşuna okumuyoz biz burada boşuna kıçımızdan ter damlatmıyoz.. her önüne gelen modacı anasını satayım zaten ...ama burda suç sizde değil modayı size kakalayan sistemde....
6) buloklarına müzik eklentisi koyan arkadaşlar yeminlen sizin yüzünüzden yeni pc almak zorunda kalıyorum... hayır madem müzük koyacan bari beynimizi sikmeyen bi müzük koy.. öyle daha ilk dakikada böğüren bir müzük koyma.. şöyle bir ballad koy bir enstrumantal koy ne biliyim arkadaş... bi sayfayı tıkladığımda MİROTİC çalmaya başladığında bangır bangır yada 12 dev adam "ŞORİ ŞORİ ŞORİ ŞAPIR ŞUPUR YA REBBİ ŞÜKÜR" dediğinde korkudan yeminle kıçım ile tavan arasındaki mesafe kapanıyo ve pc yere düşüyo... sonrada yani pc al.... bulacam hepinizi alacam yeni pc parasını siden bilesiniz...

7)MUHALEFET YORUMCULAR VE ADINA KUSTUĞUM ADSIZ KESİM...evet var böyle bir topluluk kimdir onlar diye wikipediayı aramanıza gerek yok ben söyleyeyim.. bu arkadaşlar tahminimce para ile tutulmuş ve karşıdaki bulok sahibinin sinir kat sayısını yaptığı gereksiz yorumlarla ölçmekle görevlendirilmiş özel devlet elemanları... yani öncelikle muhalefet yorumcular.. sevgili muhalefetgiller her yazılan yazıya muhalefet olmak genlerinizde mi var yoksa babadan oğula geçen bir saltanat şeklimi??? yahu arkadaşım her yazıya mı muhalefet olunur.. her yazıda mı bir kusur bulunur... yahu laftan mı anlamıyosun yoksa nato kafa nato mermer ile bir akrabalığın mı var?? yahu bu yazılar bizim kendi düşüncelerimizden oluşuyor... evet katılmak zorunda değilsin ve katılmadığın noktalarıda usulune göre söylersin ama sen kalkıp izafiyet teorisini çökertmişçesine bilmiş bilmiş siz öyle diyonuz ama aslında böyle diye götlük yapmanın manası ne.. adamım her tavuk kendi çöplüğünde misali bu kadar çok yanlış görüyosan aç bi bulok yaz bildiklerini... ve adına kustuğum adsız kesim... aslında size ne laflar düzdüm ne laflar düzdümde bu gece söylemek için hiç havamda değilim... işin en kolay kısmı nedir biliyo musunuz??? adınız görünmeden atıp tutmak.. yada pc karşısında sallamak en kolayıdır.. nede olsa kimse kim olduğunuzu bilmez nede olsa kimse adınızı bilmez çünkü bulokta adsız olarak geçmektesinizdir. o yüzden düzersiniz yazara bir sürü.. aşağıdaki şekilde görüldüğü gibi...

sevgili adsız sana çok kötü bir haberim var IP kod diye birşey var... ve bu kod sayesinde hangi anadan doğduğuna kadar herşeyi öğrenme imkanımız var.. işte şu an hayatın en acı gerçeği ile karşılaşmış durumdasın.. en kısa zamanda bir ada kavuşman olmadı IP kodunu sürekli değiştirebilecek kadar pc bilgisine sahip olman ümidi ile.. 
yani bir buloktaki yazıları beğenmiyor olabilirsin yada yazarı üslübu sana ters geliyo olabilir çıkarırsın takip listenden, görmezsin yazıları olur biter.. çok daha pratik bir çözüm değil mi sence her iki taraf içinde
yani bu 7. maddeden olumsuz yorumlara açık olmadığımız anlaşılmasın elbette olumsuz yorumlara açığız ancak bu olumsuzluk belli bir mantık çevçevesini izlemeli.. yani biz burada tez yazmıyoruz, teorem kurmuyoruz siz kalkıp yazdığımız şeyi çürütme maksatlı bir yorum yaparsanız elbette kabul etmeyiz.. sonuçta ben kendi bulokumda tamamen kendi düşüncelerimi yazıyorum... ben işin bencesini yazıyorum sende bana işin sencesi ile yorum yap yoksa yapma.. bide mümkünse bir kimlik edin önce kendine yoksa ben sana adsız yerine IP kodun ile seslenecem.. yahudilerin toplama kampında damgalandıkları gibi damgalanırsın valla o IP kodu ile haberin olsun...birde arkadaş bu bulokta ağa biziz.. ve AĞANIN POHU ÜZERİNE POH YAPILMAZ (bknz. Şener Şen hayat dersleri sayfa 674 madde1980)

özetle: her tavuk kendi çöplüğünde güzeldir.. yada her bulok çiçektir öter...
Haydin Öbüldünüz Gıdıklarınızda 
(yeniden görüşene dek bu  yılışık öpücükle kalın.. byee)




BİR FİLM ŞERİDİ MİSALİ...

$
0
0

Sevgili günlüğün gıdığı öbülesiceleri başlık bulamadım bununla idare ediverin gari.. tamam kabul ediyorum gayet iradesiz bir insanım.. bu gereksiz açıklamam tamamen bir önceki SONDAN ÖNCEKİ YAZI başlıklı yazımda yaptığım az biraz uzaklaşacam kararına atıftı.. ama ben zaten temelli gidiyom demedim ki yaaaa.. öyle pis pis gülmeyin lan bana pc başından.. 
aslında planladığım şeyleri hiç bir zaman planladığım şekilde yapmamak gibi bir huyum vardır.. yani daha planı yaparken bile "lan nasıl olsa uymayacam bu plana ama maksat güzellik olsun vakit dolsun" diye diye plan yaparım.. ve yine yaptığım ama baştan uygulayamayacağımı bildiğim planlarım arasında bu yoğunlukta -taşş acuşileri ve çıtır çerez çekikleri görmemek bünyemde ağır hasar bırakacağından- haftada sadece 1 kereye mahsus film izleme hakkı tanımıştım kendime.. hatta pc'de şöyle bir 6 aylık film arşivimi bile hazırlamıştım... kiiiiiiiii...... benim bünyemdeki östrojen hormonları rahat durmadı ve indirdiğim tüm filmleri hemen hergün izlemeye başladım.. hatta günde 4 filme kadar çıktım... neyse.. size ne bundan sadede gel diyosunuz dimi..
işte sadet.....
izlediğim filmleri yazmaya karar verdim.. öyle uzun uzun film tanıtımı yapacak değilim yahu.. kısa kısa özet geçecem sadece... 1 dk.lık fragman gibi düşünün...
hadi oturun koltuklarınıza alın elinize patlamış mısırları kolaları...
ilk fragmanı oynat uğurcum...


A FROZEN FLOWER


"o ne lağğğğğnnnnnn"gillerden olan bu filmi artık duymayan izlemeyen kaldı mı bilmiyorum.. ben ne filmin sanatsal yönüne değinecem ne de biz de ağır hasar bırakan dongi dongi sahnelerine.. ben filmdeki oyunculukları füber ötesi buldum.. kadın biraz fazla sıkıcıydı ama kraliçeliğine veriyorum artık.. kısaca filmimizi özetleyecek olursak (sizi öyle gereksiz isim ayrıntısına da boğmayacam) elimizde bi tane pipisi işlevsiz  bi kral var, onun gözdesi hareminin nadide çiçeğe bir askeri şef var (bu abinin pipisi işlevli ama) bide kovanımızın kraliçe arısı var.. kralımıza "varis isteriz varis" diye baskı yapan üst düzey devlet yöneticileri kralı tahtan indirmeye kararlıdırlar.. ve kral varis konusunda tek bir kişiye güvenir, yediği önünde yemediği arkasında kralımızın gözdesi ve yatak arkadaşı askeri şefimizden başkası değildir bu şanslı herif... kendisi hem kralı korumak hemde yatak arkadaşı olmakla görevlidir. ancak artık bir görevi daha vardır kraliçeyi hamile bırakmak.. hatunu hamile bırakacam derken aşık olur yağız delikanlı ve herkes devletin bölünmesini, varisi bir kenara bırakır bu muhteşem üçlü arasındaki psikolojik savaşa odaklanır.. film gerçekten çok güzel.. fazlaca elleşme koklaşma sahnesi mevcut.. hatta kralımız ve şefi arasındaki boy to boy yakınlaşması da bizzat verilmiş.. bu sahneleri atlayarak izleyenlerin kafasına tüküreyim ben.. bence filmin en heyecanlı sahnelerini atlıyolar.. şaka bi yana olaya sadece sex diye bakmazsanız eğer kraliçe ve şef arasındaki duygusal değişimi o sahnelerde çok güzel hissedebiliyorsunuz. önceleri "hadi bitirelimde gidelim artık daha kralla elleşecem" modundaki şefin içinden bir anda her gördüğü yerde kraliçeyi elleyen testesteron bombasının çıktığını görüyorsunuz.. ben izleyin derim..
ARYASAL UYARI : ama mümkünse yalnız izleyin...yani benim yaptığım dangalaklığı yapıpta arkadaşlarınızla kültür alışverişine girmeye kalkmayın bu filmle.. filmi oturup birlikte izlediğim erkek arkadaşlarım artık beni kız gibi değil de kendileri gibi porno izleyen biri olarak gördüklerini söyleyerek kız arkadaşları ile yaşadıkları yatak muhabbetlerini anlatmaya başladılar diyim ben size..

THE MAN FROM NOWHERE (ya da ajujiiiiii)

"bir polat alemdar tüm dünyaya bedel"giller grubuna dahil edilecek olan filmin sonunda "sana bir kez sarılabilir miyim" repliğiyle hepimizin salya sümüklerle pclere sarılacağımız cinsten bir film.. sanırım hıçkırıklı bir son olduğunu hepiniz çaktınız.. Won Bin amcamızdan başrolü çarpan muhteşem ufak bir kızın oynadığı bu güzel filmde bol bol vurdu, kırdı, kan ve gövde mevcut.. korenin arka sokaklarındaki uyuşturucu satıcılarına, çocuk tacirlerine ve organ mafyasına dair her bişey var filmimizde.. zaten filmin başından sonuna kadar "hassss*ktir" diye izliyosunuz.. Won Bin amcamızın film boyunca sanırım bi 10 tane falan repliği vardı geri kalan sahnelerde hep vurdu, kırdı, bıçakladı, öldürdü falan..
filmimizde bir adet herkesin itip kaktığı küçük bir kız, bir adet uyuşturucu bağımlısı sinir ötesi bir anne, bir her bi bokun bulunduğu suçlu ve küçük kızımızın füber kahramanı acuşi mevcut.. küçük kız ile acuşi aynı apartmanda otururlar acuşi kimseyle konuşmayan asosyal biridir ve küçük kızımız bu acuşiye yakınlık gösterir. ancak kızımız daha doğuştan bahtsız doğmuştur ki öyle bir annenin rahmine düşmüştür. anası olacak yelloz bir uyuşturucu işine bulaşır ve kızı ile beraber kaçırılır acuşimizde küçük arkadaşını kurtarmak ve onun kahramanı olmak için yollara düşer.. karşısına çıkan tüü kaka adamların hepsine itinayla cezalarını verir.. filmin son sahnesinde acuşimiz bir ordu adamın hakkından gelmiş ve küçük kızımızı kurtarmıştır. artık ayrılık vakti gelmiştir ve filmimizin Ramiz Dayı repliğinin söylenme zamanıdır "BİRİNE YAKINLAŞMAK İSTERSEN BİR ŞEKİLDE ONDAN UZAK DURURSUN" Won Bin amcamız filmimizin ana temasını bu cümlelerle özetledikten sonra içinde saklı duran insan uyanır ve "bana bir kere daha sarılır mısın" der filmin şanslı veledine.. işte tam bu dakikada arka fonda çalan "farid farjad fikrimin ince gülü" tarzındaki keman fon sizinde film boyunca "vur vur çüküsüne çüküsüne vurrrr" diye azan içinizdeki katilin yavru kediye dönüşmesine neden olur.. sonrasında gelsin selpaklar gitsin sümükler... beğendim filmi hadi buda benden size fanservice olsun.. sadece bu baklavalar için izleyeceklere bir uyarı 0.000005 saliselik bir görüntü doya doya tadını çıkarmaya bakın :)

CLOSER TO HEAVEN

"küçük emrah mod on"giller sınıfında şereflendireceğimiz filmimizde afişini görerek daha en başından teslim oluyorsunuz filmin sonundaki acı sahneye.. esas oğlanımız hastadır ve siz bilirsiniz ki filmin sonunda ölecek olan şahsı muhteremdir kendisi (bunun bir spoiler falan olduğunu zannetmiyorum zaten böyle filmlerde mutlu son bekleyecek kadar salak olmadığınızı hesaba katıyorum) ve karşısına bir gün kendisine bakacağına inandığı bir kadın çıkar hemde annesinin cenazesinde.. ona o an orada evlen benimle der ve film başlar.. kadın önce adama acıdığı için ve "aman nasılsa ölecek bari son günlerini iyi geçirsin" diyerek yaklaşır. fakat filmin en son sahnesinde adam öldükten sonraki çığlıkları içinize öküzü oturtur.. sanırım filmi çok fazla anlatmaya gerek yok ana temayı anladınız.. klasik kore draması: hasta biri var, son günlerinde aşık oluyo sonrada ölüyo.. bu kadar... ama film için bir kaç detay vereyim ki izlenme oranı artsın.. Secret Garden'ın maskülen kızının nasıl seviştiğini görmek istiyosanız izleyebilirsiniz.. filmdeki bazı replikler o kadar doğal ki sizi filmin içine sokuyor ve o sona inanmak istemiyorsunuz.. mesela esas oğlanın hasta olduğu için pipiside işlevsizdir.. ve bunu kıza "korkmana gerek yok zaten kalkmıyo" şeklinde söyler ve siz o an tüm biyolojik olayı çözmüş olursunuz :) ama ne hikmetse filmde pek çok kere o işlevsiz pipi ile dongi dongi yaptılar hatta bir ara kızımız neredeyse hamile neyim kalacak diye korkmuştum.. filmde aynı odada kalan diğer hastalarında dramlarına kısaca yer verilmiş yani anlayacağınız drama doyuyosunuz film boyunca.. ben ağlamak istiyorum, azıcık acı çekmek istiyorum, yaşadığım onca sıkıntı bana yetmiyo bide üstüne böyle bişey izleyerek kendime eziyet etmek istiyorum diyosanız bu film sizin için biçilmiş kaftan...
WHİTE NİGHT

"kim elin kimin kıçında"gillerden bir film.. evet filmin sonuna kadar olaylar değişik bir bakış açısı ile anlatılıyor fakat filmin sonunda böyle aptal gibi kalıyorsunuz.. filmimizde beyaz görünümlü bir kara melek, paralı bir koca adayı, onun şımarık kızı, birde güzel kıçlı goo soo mevcut.. tabi böyle filmlerimizde meraklı dedektiflerimiz olmazsa filmin tadı çıkmaz demiş koreli küçük adamlar bir yetmemiş 3 tane dedektif koymuşlar filme.. önüne gelen dedektif anasını satayım :) neyse filmimizin kara meleki zengin bir adamı kafalamış evlenmek üzeredir ancak o sırada gerçekleşen bir cinayet herşeye taş koymaktadır.. meraklı dedektiflerimiz araştırmaya başlarlar ve bu kadının aslında göründüğü gibi olmadığı gerçeği ile karşılaşırlar ancak ellerinde hiçbir kanıt yoktur çünküüüü....... tabiki de bundan sonrasını yazacak değilim izleyin anlarsınız.. filmi izlemek için bahane arayan östrojen depoları, goo soo amcanın kıçının güzel olduğunu boşu boşuna söylemedik herhalde dimi.. filmin en baba sahnesinde güzel kaslı kıçını gözümüze sokması bi yana film boyunca sanırım sadece 3 yerde falan konuşuyo..hadi bilemedin 4 ama asla 5 değil.. neyse zaten onun işi konuşmak değil filmde...
**gereksiz bir ayrıntı ama bu goo soo amca evlenecekti evlendi mi yaa?? bilgisi olan aydınlatsın beni..
PARALLEL LİFE

"ağız açık izlenir ve ayakta alkışlanır"giller kategorisinin sınıf başkanı olabilecek kapasitede bir film. tanıtımına fazla rastlamadım ve açıkçası koca bir acaba ile izlemeye başladığım bu film, şu anda benden film önerisi isteyen arkadaşları önerdiğim ilk film.. yani bunu ve bunun gibi filmleri yazan tüm senaristlerin toplanıp incelenmesi gerektiğine inanıyorum çünkü bence hepsi içlerinde potansiyel bir seri katil barındırıyolar.. filmin sonuna kadar "acaba katil kim?" sorusu filmin sonunda koca bir "hass*ktire" dönüşüyo.. filmimizi kısaca özetlemek pek mümkün değil ama şöyle anlatayım çok başarılı bir savcı yeni bir göreve atandığı gün karısı öldürülüyor ve aynı olay 30 sene önce başka bir savcının başına da geliyor.. böylece zeki savcımız karısının katilini ararken 30 sene önceki davada gündeme geliyor yani bir taşla iki kuş... mu acaba??? diye koca koca soru işaretleri bırakıyorum.. filmin temposu hiçbir şekilde düşmüyor ve özellikle son dakikalarda zaten hep yüksek olan tempo tavan yapıyor.. ben oturduğum koltukta amuda kalkarak izlemiştim son 10 dk.sını..mutlaka izleyin kesinlikle izleyin...
A GOOD RAİN KNOWS
"bu ne lan"gillerden olan filmimiz bir kore-japon ortak yapımı. Jung Woo Soo gibi yahuşuhlu olduğu kadarda gerçekten iyi bir oyuncunun neden böyle bir filmde oynamış olduğunu çözmeye çalışırken filmdeki iğreti ingilizceleri ile hem acuşimizin hemde japon karının- ki gerçekten çok çirkin- holivuda "bakın bizim ingilişçemiz var bizi bi filmde oynatabilirsiniz" mesajı vermek olduğunu düşündüm.. gerçekten çok ama çok yapmacık replikler, çok salakça çekilmiş bir film.. işte belki biraz japonyanın tanıtımı yapılmaya falan çalışılmışta olabilir.. ama oldukça gereksiz ayrıntılarla boğulmuş bir film.. hele bir yerde acuşiciğimiz böyle sevdiği kadını hemen yatağa atmak isteyen bir adam gibi gösterilmiş ki orada çüşünüzzzzz çekiyosunuz.. yani izlemeyin.. haaa çok fazla boşa harcamak istediğim vaktim var bende zaman gani diyosanız alın öpün başınızın üstüne koyun annecim.. jung woo soo için bile çekilecek bir eziyet değil.. haa çektim mi çektim çünkü böyle salak bi filmi nasıl bağlayacaklar çok merak ettim.. ve tahmin ettiğim gibi salakça bağlamışlar.. bağlayamamışlar daha doğrusu.. 2 oyuncuya iyi denemeydi ama biz bile yemedik o ingilişçelerle kaldınız sınıfta oturun diyorum..
**gereksiz ayrıntı 2: bu woo soo amca padam padam'dan sonra biraz fazla mı kilo aldı yoksa bana mı öyle geliyo?? biraz da sanki yaşlandı gibi yahu????

izlediklerim bu kadar değil elbette daha bir sürü var ama ben şimdilik bunları yazıyorum.. yani bu yazının devamını yazacam diye kimseyi heveslendirmeyeyim çünkü ben seri yazıları yazma konusunda çok başarısızım çabuk sıkılıyorum.. hepinize iyi seyirler

özet: lan burası çok soğuk resmen çiş yapmak için yataktan çıkmaya üşeniyorum yaaa...
haydin öbüldünüz gıdıktan






ANNE BEN EVERLASTING OLDUM

$
0
0
Evet yanlış görmediniz canolar ben bir süredir B.E.G severim :)
Bir süre dediğim şu anki zamanı düşünürsek hımmm bayaaaa bi süre demek :P 
Neyse B.E.G grubunun Abracadabra şarkısını çookk önceleri dinlemiş idim ama diğer şarkılarına fazla bakmamıştım.Kız gruplarına sardığım bi dönemde kendime dedim ki ''abracadabra dinliyorsun,kızların solo şarkılarını da dinliyorsun,kızları da seviyorsun gibi,o zaman ne duruyorsun helva yapsanaa helva yapsanaa :P '' 

Kendimi gaza getirdikten sonra kolları sıvayıp hemen albüm ver bana Allahsız diyerekten asiat...e saldırdım.Şarkılar,klipler,özellikle videolar derken bir baktım abracadabra dansı yapmaya başlamışım evin ortasında :)
Hatta içimde sevgi pıtırcıkları dolmuş taşmış alın yavrularım bu pıtırcıklar sizin diye kızlara yollamaya başlamışım.

Aslında kime onu seviyorum,iyi biri desem ertesi gün bu lafımı tersine çevirecek bir şey yapar.Bu günlük hayatımda da başıma çok gelir.O yüzden kimseye iyi miyi demem.B.E.G için bunu göze alacağım ama :)
Bu kızları sevdim be canolar.Öyle etrafta salak salak dolanıp bebek taklidi yapmıyorlar.Dördü de kendi alanlarında iyi.Sesleri güzel.Çocuksu kıyafetler giyip biz aslında seksiyiz alın totomuza bakın da demiyorlar.Bunlar kendilerini zorlamadan seksiler çünkü :)
Kısaca grubumuzdan da bahsedelim çünkü bundan sonrası tamamen şarkı ve video dolacak :)
Grubumuz 2006da çıkış yapıyor.Lideri Jea.Grubun diğer elemanlarını Jea kendisi seçiyor.İlk önce Miryo katılıyor gruba sonra da Jea'nın okul arkadaşı olan Narsha geliyor.Gain'de katıldıktan sonra 4 kişilik grubumuz oluşuyor.Yaşlarını belki merak edersiniz diye onu da söyleyeyim.Jea,Narsha ve Miryo 81li,maknaemiz Gain 87li.

Kısacık tanıtımımızdan sonra B.E.Gi BEG yapan şarkıyı paylaşayım sizlerle.
ABRACADABRA
 Bu kızlarla bilmeniz gereken diğer bir şey ise fazlaca cüretkarlar :) 
Sixth Sense
Bu şarkılarını da beğeniyorum.
Bu da canlı performansları :) Çığlıklar gerçek bu arada ve her performansta atıyorlar o çığlıkları :D
Candy Manşarkıları da çok güzel :)

Miryo'nun solo albümündenDIRTYşarkısını da çok seviyorum.Klibine de hastayım :D 
Bu şarkıda Narsha'nın solo albümünden 
Jea'nın daha solo albümü çıkmadı ama yolda olduğu duyumlarını aldım :) Çoğu dizide onun şarkılarını duymuşsunuzdur kesin.Birkaç örnek de Jea'dan verelim.
Bu şarkıPadam Padam dizisinden.Bu şarkıyı dinledikçe ağlayıp duruyorum :'( Ne manyak sesin var Jea...
Mblaq'den G.O iledüeti 
Sıra geldi grubun en cüretkar kızına :)
Gain'de fazla bir şeyler paylaşabilirim şimdiden sori :P
İlk önce miniğim Gökçen ve benim çok sevdiğimiz Gain'in son albümü olan talk about S den 2 şarkılık canlı performans
Bu da çok konuşulan izlemek için +19 gereken olay klip
Ben size en başta demiştim kızlarımız cüretkar diye ;) Haa bu durumlarından rahatsız mıyım?Hayır değilim :D Onlara yakışıyor :))
Buşarkıda önceki solo albümünden 
Bu arada Gain sevgimden ötürü 3bölüm WGM izledim inanır mısınız a canolar :) Yanında da sevgili cep herkülüm Jo Kwon vardı.Nasıl tatlılardı anlatamam size :))
Adam Couple'dan orijinalinden çok daha iyi olan Trouble Maker performansı
****
Kızlarımızın eğlenceli hallerinden de birkaç örnek sunup yazımı bitiricem.Valla söz bitiricem :D Zaten bu kadar videoyu izleyip yazının sonuna kadar gelirseniz benden aferinli kırmızı kurdelayı kazanırsınız :D


Bu daaa sadece yetişkinlerin(+19 gerekiyor) girebileceği konserlerinin teaserı
Yeaa bende gitmek istiyorum o konsere :(

Sonradan gelen not:Sevgili Gainciğim Mama 2012 de kazandığın ödül için tebrik koyuyorum sana :D

+22 MUTLAKA REPLY 1997 İZLEMELİ NEDEN Mİ?

$
0
0
 Öncelikli açıklama: Fark ettiyseniz bir müddettir bloğumuzu güncelleyememekteyiz. Malum iş güç yoğunluk derken biraz elimizi çektik bu işlerden. Ama tek sebep bu değil. Bloğumuz da yaşadığımız küçük bir sıkıntımız var; yorumsuzluk.Biz bu blog işlerine tamamen kişisel zevk için girmiş olsak da ve tıklanma oranımız mutluluk dışında bir şey kazandırmasa da(gerçi istatistiklerimiz de pek sorun yok) yorumlara önem veriyoruz. Burada sevdiğimiz ve sevmediğimiz şeyleri sizlerle paylaşmayı seviyoruz. Ama yazdıklarımıza yorum gelmeyince ortak paylaşım yapıyormuşuz gibi değilde kendi kendimize konuşuyormuşuz gibi oluyor. Bu yüzden lütfen yazılarımız hakkında düşüncelerinizi yazın ki bizde daha çok şey yazmakta istekli olalım.
   Gelelim konumuza :) Sevgili cinnetciğim şu yazısında bahsetmişti Reply 1997 dizisinden...Bende bu diziyi izledim ve baktım ki söylenecek çok söz var yazının devamını getirdim :)
   İş stresinden bunalmış ben bu ara kendimi acayip derece de Reply 1997 dizisine kaptırdım. Mesailerimi bırakıp iki gündür deli gibi bu diziyi izledim. Çok sevdiğim bu diziyi herkesle paylaşmak istedim ki herkes izlesin. Özellikle +22 bir dizi olduğunu düşünüyorum. Sebebi belli diziyi gerçekten anlamak için 90ları yaşamış olmanız gerekir :)


  Dizinin konusunu kısaca anlatırsak Yoon Jae anne babasını küçükken kaybetmiş ve Shi won 'un ailesinin koruması altında abisi ile büyümüştür. Yoon Jae ve Shi won birbirlerini görmeden tek bir gün geçirmemiş olduklarından birbirlerinin her şeyini bilen arkadaşlar olsalar da ergenlikle beraber birbirlerine olan duyguları değişmeye başlar. En güzel arkadaşlıkların yaşandığı lise çağlarında Yoon Jae ve Shi won'la beraber  Yoon Jae'nin en yakın arkadaşı olan ve onu seven(gay) Kang Joo Hee, çok çok konuşan Bang Sung Jae, Shi won 'un en yakın arkadaşı Mo Yoo Jung, ekibe sonradan dahil olan ve kızlarla iletişimi zayıf olan Do Hak Chan'ın arkadaşlıklarını, duygusal gelişimlerini, aşklarını izliyoruz.Bu kadar liseli olurda bir öğretmen ve ebeveyn profili olmaz mı tabi ki de olur. Sürekli kavga etseler de birbirlerine olan sevgileri çok büyük olan Shi won'un anne babası ve karizmatik(?), başarılı süper öğretmen Yoon Jae'nin abisi  kadroyu tamamlayan kişiler.
   Yazının buradan sonrası SPOİLER içerebilir.Uyarıyı yaptığıma göre rahatça devam edebilirim.Malum dizi pek tutuldu ve pek çok blogger kaleme aldı.Sağ alt köşedeki tüm bloggerların yazdıklarına zaten kefil olmakla beraber izleyenlerin yazılarını tavsiye ediyorum.Özellikle Hikaruivy'nin yazısı mutlaka okunmalı.Neyse işte bu yazılarda sıkça bahsedilen bir durum var 90'lar çocukları olarak her detay hoşumuza gitti. Kalemle kaset sarmalar, sanal bebekler, kaydetmezsen tv de izleyemediğini daha sonra izleyememeler(internet o zaman yaygın değildi), walkman'ler falan filan...İnsan onları izledikçe bir garip oluyor. Ama benim hoşuma giden diğer şeylerden de bahsetmek istiyorum.Bence dizideki en hoş şey çok gerçekçi olmasıydı.Öyle olağan üstü hiç bir şey yoktu(itiraf ediyorum abinin kıza aşık olmasına höh demişliğim oldu tabi ama). Esas karakterler çarpışıp büyük bir aşk başlamıyor ya da kendilerini büyük entrikalar, çekememezlikler, karmaşık aile ilişkilerinde bulmuyor. Her şey çok sıradan.Birlikte büyüyorlar, her şeylerini biliyorlar ve bir gün büyüdüklerini anlıyorlar.Hatta buradan sonra bile ben yavaş yavaş aşklarının geliştiğini düşünüyorum.Öyle ilk görüşte aşk falan yok.O kadar olması muhtemel bir hikaye ki. Sanırım bu yüzden çok kaptırdım ben bu diziye.Öyle ki her izlediği diziden çok fazla etkilense bile misa da bile ağlamayan ben Yoon Jae aşkını itiraf edipte görüşmeyelim dediğinde gözlerimin dolduğunu hissettim.Evet bu durum size komik gelebilir ama aşırı dramlarda sizde yok artık deyip üzülmeyi bırakmıyor musunuz? Ben genelde böyle hissediyorum.Ama bu dizide o kadar inceden bir dram vardı ki etkilenmemek mümkün değildi.Dizi de dikkatimi çeken ve çok hoşuma giden bir şey daha var. Yoon Jae ve Shi won o kadar bütünleşmişler ki Yoon Jae'nin yemekte seçtiği kısımları Shi won yiyor ve bunun hiç bir zaman muhabbeti geçmiyor. Dizinin başından sonuna kadar hep birbirlerinin ne yiyeceği ne yemeyeceği ne sevdiğini hepsini biliyorlardı ve söz konusu olmadan yapıyorlardı.Özellikle lisedeyken Yoon Jae'nin Shi won hariç birilerinin meyve suyunu vs içerken aynı pipeti kullanmaması ağız teması yapmaması(tiksiniyorsa demek ki) ama Shi won'un elinden alıp bir şeyleri yemesi falan çok hoş detaylardı bence.Birde dizinin süresinin kısa olması çok hoş bir şeydi. Koreliler artık kısa süreli dizi çekmeyi öğrenmeli.Bak ne güzel oluyor böyle sıkmadan bitiyor.Hem böyle konuyu çok dağıtmadan sistematik işlemek en güzeli.Hele ki gerçekten iyi bir son yazdıkları için senaristi ayrıca tebrik etmek lazım.Önemli bir mevzu da Yoon Jae'nin abisi...Kendisi Shi won'un bir hareketiyle ona aşık olunca yuh dedim. Senaryonun en anlamsız olayı olarak görmüştüm.Bir öğretmen çocuğu olarak öğretmen öğrenci aşkını oldum olası sevmem zaten ama sonradan olaylar geliştikçe hoş bir detay daha farkettim.Yoon Jae ve abisinin zevkleri o kadar aynıydı ki...İkisininde Shi won'a aynı yüzüğü alması sonucunda abinin aşkı bir nebze daha mantıklı gözüktü gözüme.Ama hala daha koskoca adamın kardeşi yaşındaki çocuğa üstelikte öğrencisine aşkını tasvip etmiyorum. Son olarak da Shi won'un fangirl hallerini yer yer abartılı bulsam da çok sevdim.Ve sıkı bir fangirl olmasam da ilerde eşimle beraber oppalardan konuşabilir miyim diye üşenmedim kafa yordum :) Ne diyelim hepimizin Yoon Jae gibi azcık kıskansa da fanlığımıza laf etmeyecek kısmetleri olsun ;)Velhasılı kelam izlemediyseniz izleyin, izlettirin.
Tumblr_m9t2x7byf91r29ufjo1_500_large

Biraz odun tarafı olsa da sevdim ki ben...Şeker kızdı...

      

 
Arkadaşlıkta bir yere kadar...
Tumblr_ma5zatzqxo1rr15vro1_500_large

Normalde erkek erkek aşkını izlemekten hoşlanmasam da Joo Hee çok tatlıydı yahu :)

Beni benden alan sahne..:( Ahh Yoon Jae ahh..Ne güzel adamsın...

Yorumsuz :))
  Not: Ben bu yazıyı yazıp da yayınlayasıya kadar  bizimkiler bloğa dönüş yaptı ve giriş kısmı anlamını kaybetti ama gene de silmek istemedim...
Dip not: Uzun süredir dizi tanıtımı yapmadığımı fark ettim bundan sonra dizi bombardımanına hazır olun çok şey birikti ;)
Sonradan eklediğim not: tvxq fanlığı muhabbeti beni benden aldı dizide...cassiopea fighting :)

GÜZELLER ÇİRKİN SEVER...

$
0
0



Sevgili Günlüğün gıdığına kurban olduklarım.. yine garip bir aşk hikayesi ile karşınızdayım.. bünyem enteresan platonik aşklara öylesine alıştı ki artık bu konuda duyarsızlaştım bile diyebilirim..
okullarında sanat tarihi dersini alan conconlar bilirler oldukça sıkıcı bir derstir. her bi bişeyin tarihini yapmayı seven insanoğlu yememiş içmemiş oturmuş bu sanatında en ince ayrıntısına kadar tarihini araştırmış.. yani bu dersten çıktıktan sonra böyle rönesans döneminden çıkmış gibi oluyorsunuz zannetmeyin. aksine bana haçlı seferlerinden çıkmışım gibi geliyo.. sanki tüm kılıç darbelerini beynine beynine yemiş askere dönüyorum.. kısacası beynim patlıyo....du.... dersimize o girene kadar..

o dersimize girmeye başladıktan sonra "Allahımmmm onu neden yarattın hayır madem yarattın neden bana acı çektiriyosunnnn.." diye sınıfta naralar atan kızın ben olduğumu söylememe gerek yok herhalde :)
sınıfa girdiği anda ağzımın salya sistemi tam gaz çalışmaya başladı, adrenalinim ile östrojenim el ele verip tüm bünyemde horon teptiler ve karnımdaki ipek böcekleri kıçımdan dışarı çıkmak için birbirleriyle yarışırcasına kelebek mod on konumuna geçtiler :)
böyle gene bi gün şaşkın ve de aşık ikilisini aynı bünyeye taktıp ortalıklarda geziyodum ki kafeteryada biri arkamdan seslendi "Arya Arya" diye..sesin geldiği yöne dönmem ve onun seslendiğini görmemle kendimi kore dizilerindeki salak kızlar gibi tepki verirken bulmamda olayın daniska boyutuydu :)
eski kocasını lokantada gören katy perry'nin yaptığı gibi kendimi masanın altına atıp bir ömür orada saklanasım geldi o an.. ama tabi yanıma gelip elindeki şiwepsi böyle gözüme soka soka açması ve o şiwepsin içinde biriken asit yağmurunun yüzüme vurması ile daldığım hayal aleminden uyandım.. ben uyandığım esnada onun o çilek kıvamı dudaklarından "adın melody gibi" lafını duyduğumda ağzımın JOKER kıvamına geldiğini anlatmama gerek yok sanırım..
sonra benim kendisine ayran budalası gibi baktığımı farketmiş olacak ki birden ciddi bir havaya bürünerek "Arya sen burslusun dimi?" dedi.. beni daldığım hayalden uyandırdığı için kendisine kızarak "ne yani şimdi bu sağaneeeee benim bursumdan sen mi okutacan yoksa beni" diyemedim tabi.. sadece evet diye başımı sallamakla yetindim.. "eğer sanat tarihi ders notunu düzeltmezsen bu sene tekrara kalabilirsin." diye acı gerçeği alnımın ortasına yapıştırmasıyla yüzümün Küçük Emrah moduna dönmeside bir oldu.
 "biraz daha özen göstersen bu derse eminim başaracaksın, biliyorum sıkıcı geliyo sana.. banada inan çok sıkıcı geliyo ama gerçekten zevk almaya bak bu dersten yoksa bursun tehlikeye girecek haberin olsun" derken "madem tecavüze uğruyosun o zaman bu işten zevk alamaya bak" der gibi bir ifade vardı yüzünde ve sonrada s*ktir olup gitti yanımdan o güzelim kahküllerini sallaya sallaya.. ayda bilmem kaç bin dolarlık bir okula burslu kabul edilip sonrada s*ktiri boktan bir ders yüzünden bursunun elinden gideceği haberini alan benim içimdeki Küçük Emrah'ın Orhan Babanın konserine gidip Müslüm Gürses şarkısı dinlemek gibi bir hal aldığını bir ben biliyorum birde içimdeki Emrah.. kendi kendime dedim ki "lan koca kıçlı arya bu dersten zevk almanın bir yolunu bul yoksa bu ders bir kaç bin dolarla beraber senin kıçına kaçacak bilesin".. içsesim beni hayal aleminden hayat alemine bodoslama soktu ve ben  kendimi verdim derse..dersten zevk almanın tek yolu ise kalbimi sonuna kadar açmaktı.. derse değil elbette hocasına :) zaten sonuna kadar bu herife açık olan kalbimin kapıları cereyandan etkilenipte kapanmasın diye "dersten zevk alma" takosu koydum kapının altına.. evet operasyonun adı belliydi "DERSTEN ZEVK ALMA OPERASYONU" hedefimiz "DERSTEN GEÇMEK" gerekli olan malzemeler "BİR ADET YAKIŞIKLI HOCA, BİR ADET SIKICI DERS VE BİR ADET AŞIK OLMA KAPASİTESİNDE AYRAN BUDALASI" tüm malzemelerimiz elimizin altında bulunduğu için helva sürecini itinayla başlattım. dersten zevk almamın tek yolu döşü gıllı profesörden geçtiği için en sıkıcı konularımın en baş kahramanı onu yaptım.. konuyu çalışıp bitirdiğimde ise kahramanımız gelip rapunzeli sarayından kurtarıyodu..böylece hem derse hem profesöre fena halde kanım kaynadı.. geçen hafta sınavım vardı ve ben gerçekten iyi puan almak istiyodum..sırf 45derecelik açı ile bakıldığında biscolata erkeklerini andıran profesörün gözüne girebilmek için.. babamın kıçına girecek bir kaç bin doları kurtarma amacımdan fazlaca sapmış durumdaydım ama olsundu..
reincarnation library zombies - TormentedFilms.com sınavdan bir gün önce enstitü kütüphanesinde kendimi kaptırmışım derse saat olmuş akşam 11.. korku filmlerindeki gibi kütüphane sadece benim çalıştığım masada ışık yanıyor birde kütüphane görevlisinin masasında... zaten o da masasının altından porno film izlediği için her türlü tehlike çanları çalıyo benim için.. ışık yok, koca kütüphane, sapık görevli ve masum ben... kafamı dersten kaldırıp karşılaştığım bu korku filmi manzarasından sonra altıma etmemek için bir çırpıda tüm eşyalarımı toplayıp ardıma bakmadan kütüphaneden çıktım..
çıkmaz olaydım... kütüphane ile kaldığım apartın arasında otoparkta hayallerimin döşü gıllı profesörünü gördüm.. ben böyle tereyağ kıvamına geçmiş kendimi ona beğendirmek için salak salak kırıtırken okulun en sikko karısı görünmesin mi?? hassssssss*tirrrrrrr diye içimdeki melek Aryayı öldürdüm.. bizim sikko böyle üzerindeki trençkotu her an açıp içindeki iç çamaşırlarını profesöre gösterecekmiş gibi seksi seksi yürümüyo mu?? bizim o kuuuullll profesörde az sonra arabanın arkasında tek kale maç yapacağı hatunu görmüş gibi ağzını yaya yaya gülmüyo mu sikkoya... lan dedim nööööğğğğğllllüüüüyoooo orada... bu muhteşem ikilinin birbirlerine en salyalısından firenç kiss yaptıklarını gördükten sonra hayalleri s*kilmiş Arya olarak kuyruğumuda kıçımın arasında alarak doğru apartıma koştum.. Sanat tarihi kitapları bi tarafa ben bi tarafa sabahhhhlarrrrr olmasıııınnnnnn mod on durumunda yattım...tabi uyuyabilene aşkolsun...
yani kabuslarımın kadını ile hayallerimin erkeki nasıl olurda birlikte olurlar.. hayır kabasakal ile safinaz bile dünya üzerinde daha uyumlu bir çiftken, ben ve profesör, harlen lourdy gibi yada zeki ile metin gibi yada şansal ve erman gibi daha uyumlu bir çift olabilecekken o karı ile tom ve jerry gibi sikko bir çift olmak niye diye isyeannn gecesi yaşadım resmen.. sınavımdan 1 gece önce başıma gelmeseydi bari bu durum diye halime ağlanırken hayatın bana bu olay ile bir kere daha acı bir ders verdiğini anladım....
"GÜZELLER ÇİRKİN SEVER"
ve işte çirkin seven güzeller....

bu kadın harbi çirkin seviyomuş ama yaaa..
bu herifte ne şanslı
kendisini 2 tane adriana ile evli zannediyo o şaşıbak şaşır gözlerle...
ahhh hugh ahhh...
yazık sanada, kaslarınada, minik hugh'ada....
güzellik göreceli bir kavram
tamam da bu kadar da değil...
bok fergie >_< yuva yıkanın yuvası olmazmış derler ama joshla olur bizim yuvamız yeaa
 (postu hazırlarken okuyan cinnetin içerisindeki canavar ayaklanırsa.. not Cinnete aittir.. Arya susar)
coni amca hep kuuulll hep elma şekeri....
 de... yanındaki kazığı galiba
bruce dede ağzının tadını bilengillerden..
de keşke hanım kızımızda az biraz ağız tadı bileydi
kimine göre çirkin bir kadın olsa da Ebru Şallı kabul edelim eşi kadar da çirkin değil
adamda paranın gani olması bu pozun ana sebebi olabilir mi acep
Celine Dion - 3
taşşşş gibi hatuna asırlık çınar....
kötünün iyisi de olsa bu çikolata Doutzen yanında fazla sırıtmış...
Severim ben Beren'i söyleyin yazık etmesin kendisine..
 bu heriften doğursa doğursa çalı çırpı doğurur...
  
Heidi Klum Türkiye Şubesi...
39
o bücürün çocukları bilem var bebeğim
sana daha az kullanılmışını bulurduk biz yahuu :)
bir zekeriya manyağı olarak burada kime güzel kime çirkin dediğimi anlamışsınızdır sanırım..
ahh zekeriya ahhh ben seni gay halinlede kabul ettim valla bakk..
piyanistle perdeyi sallayan amca
bu taşşş hatunu neresiyle sallıyo merak ediyorum...
acı bir aşk hikayesinin daha sonuna geldik sevgili izleyiciler... böyle bir hikayeden böyle bir yazı çıktı ya ne diyeyim kendime emüüü...

merak eden izleyiciler için dersimden geçtim...

özet: bu dünyada ya gay olacaksın ya da çirkin.. kaymakları onlar götürüyo bize kuru tencere dibi kalıyo... adalet dünyaaaaaaaaa.....
Haydin öbüldünüz gıdıklarınızdan












BEN GÜZELE GÜZEL DERİM...

$
0
0
Çok önceleri yazdığım bi yazıyla belli bir kesimin ''ayy pis kıskançç sen onlar gibi değilsin ondan böyle şeyler söylüyorsun'' tarzı malca yorumlarına denk gelmiştim.Sonra ulan dedim ben bissürü şarkıcı/oyuncu/vb. kadını seviyorum/güzel buluyorum bu değişik insanlar neden bahsediyor acaba :S Bu insanlar çok garip...
Neyse konumuza geri dönersek bugün sizlere sevdiğim,çok sevmesemde taş lan bu karı (hemcinslerimden karı lafını kullandığım için özür diliyorum) dediğim hatun kişileri paylaşıcam.Fazla bi yazı olmayabilir hatta fotolar arasında boğulabilirsiniz bunun içinde şimdiden özür.

NOT:Paylaştıklarım arasında estetikli hatunlar olabilir.Sonradan bana 'snsd için estetikliler demiştin hıhh' diyebilecek olanlar için söyleyeyim,bunlara estetik yakışmış ama snsddeki ya da sevmediğim diğer hatunlardaki estetikler bok gibi olmuş.Ok ;)

Notumuzu daha doğrusu uyarımızı da yaptığımıza göre geçelim güzel hatunlara 


 İlk sırada YC konusunda sabıkalı olsada güzelliğine ve taşlığına laf etmediğim,laf eden olursa Allahın al sana sopa diyerek kafasını yaracağı Kahi hatunu var.
Hatunun maşallahı var canolar.Erkek olsam yazardım o derece beğeniyorum kendisini.

After School'un eski lideri,dans makinesi olan Kahi mezun olup gittikten sonra grup bi daha kendine gelemedi.Meğersem grubu bu kadın götürüyormuş.

Kahi kızımız (32 yaşında lan ne kızı :S) dans konusunda da rakipsiz.Daha onun kadar iyi dans edebilen birini görmedim k-pop aleminde.
                                                 Kısacası bu hatun taşların önde gideni :)





 İkinci sırada kendisini Kahiden sonra koymama gocunacak vee ona olan sevgimin herkescikler tarafından bilindiği Lee Hyori bebeğim var :)) Hastasıyım bu hatunun.Erkek olsam buna da evlenme teklif ederdim o derece seviyorum :P








Hyorinin yeri bende ayrıdır.Fin.K.L dönemlerine yetişememiş olsam da solo olarak kendisini daha başarılı bulduğumu belirtmeliyim.Önceleri sadece şarkılarını dinlesem de YJS uppa sevgimden ötürü daldığım FO programlarında kendisinin çok da eğlenceli olduğunu görmüş ve daha da sevmiş idim.Sanırsam aynı kafa yapısında olmamızdan kaynaklanıyor bu durum :)
Sana taş demeyenin kafasına meteor düşer Hyori :))
 


Üçüncü sırada ayy ne güzel kız dediğim After School üyelerinden Nana var.
Bununda ağzı burnu pek düzgün.Orange Caramel dinlerkene sevdim bu kızı :)
***Ben o grupta bi UEE sevmiyorum ya diğer kalanlar için nötrüm.Lizzy de sevimli kız onu da severim :)

 Dördüncü sırada o nasıl ağız burun lan maşallah dediğim,YC ile yakın sahneler çekmesine rağmen gıcık olmadığım Han Ji Min var.


Beşinci sırada gözüme bazen çirkin(heaven's postman) bazen güzel(always) gelen Han Hyo Joo kişisi var.Özünde güzel hatun ama :))
 

Altıncı sırada ise sempatik/sevimli RMin ası Song Ji hyo var.
Bu hatunu da sevimli bulmuşumdur hep.Yazarlarımızdan Seidou'nun a frozen flower filmini izledikten sonra ona karşı bakışı değişse de o film bende garip duygular yaratmadığından ji hyo sevgim devam ediyor :))






Son olarak ise çok fazla kişinin bilmediği minnoş,selca canavarı ve şekşi insan Ns Yoon Ji(G) var.

Hımmss..Şu an için aklıma gelen sevdiğim/beğendiğim güzel/taş hatunlar bunlar.Belki sonradan yeni eklemeler yapabilirim.Takipte kalın canolar ;))


JYJ'İ TÜRKİYE'DE GÖRMEK İSTEYENLER TOPLAŞIN BAKALIM!!! ^___^

$
0
0

Arkadaşlar  JYJ ' in dünyada ki en iyi destekçilerinden biri olan JYJ TURKEY fandom'ı yine büyük bir adımla karşınızda...
Kore müzik piyasasının en iyi grubunu Türkiye'de görmek şarkılarıyla coşmak , kendinizden geçmek , heyecanın doruklarına varıp unutamayacağınız bir an yaşamak ve onlarla kahkahalar atmak  için lütfen anketi doldurup videoyu izleyiniz. Daha sonra da haberi yaymamıza yardımcı olursanız çok seviniriz.

Anket ve Video için;


Teşekkürler!


ULAN YAKARIM ORTALIĞI

$
0
0


lan gıdıklarını öbdüklerim aldığımız asılsız bir habere göre won bin ile snsd'nin yosma kızlarından biri berabermiş.. gerçi sm yalanlamış asılsız heber bunlar inanmayın demiş ama ben inandım bi kere..
lan ne diye benim içime kurt düşürüyonuz lan.. lan ne diye beni dellendiriyonuz lan...


bana bak gelirsem oraya yakarım pipini won bin otur oturduğun yerde lan...bakın şimdiden uyarıyorum ben bir sevgili bulup onunla avunana kadar sana sevgili bulmak yasak... çok pis dellendim.. 
burnuma feci kokular geliyor...
1 ocakta açıklama gelecekmiş güya.. bu demek oluyor ki mayaların kıyamet teorisi gecikmelide olsa yerini bulacak.. eğer böyle bir açıklama gelirse arya ne yapacak kıyameti kopartacak...
hiç gözünüzün yaşına bakmam vellaaa haaa... virurum ikinizide da...
 yani gözümün nuru yap yapmasına da bu hatunlardan biri olmasın gıdığını yediğim yaaaa.... 

özet: mayalara sevgilerimle....
çok sinirliyim kimsenin gıdıkından falan öpemeyecem...

KAŞINIYO BU KORELİ KADINLAR

$
0
0
sevgili gıdığını öbdüklerim won bin krizinin bünyemizdeki hasarını yeni yeni atlatmıştık ki bu seferde yeni yılın ilk dakikalarında kötü haber Rain tosbasından geldi..
bi rain

meğer bizim kaçak asker Kim Tae Hee ile beraber yahuuu... şimdi kesin yalanlama falan neyim gelirde yok annem yaa inanmıyom ben o yalanlamalara..
bunlar bir güzel kıristmıs alışverişi yapmışlar sonna rain tosbası tae hee yosmasının arabasını kullanarak onu evine bırakmış.. seni gidi centıl boy... sonnada kendisi taxi ile dönmüş... kıristmısı birlikte geçirmişler.. bayramlaşmışlar, tae hee rain'in elini öpmüş harçlığı kapmış...

bizde burada sinir harbinden tırnaklarımızı kemirip kafamızdaki saç sayısını azaltıyoruz..
valla bana bak rain kas sayın kadar sana eziyet ederiz.. çin falan değil haaaa bildiğin osmanlı eziyeti... tae hee'ye ise özel bir ayar çekecezzz...
toptan bu koreli erkeklerin pipilerini yakalım onlarda kurtulsun bizde.... yılbaşı yılbaşı içimizdeki testere ile hannibalı uyandırmayın lan.. edebinizle oturun işte... sende rain git askerine sonra görücem senin hesabını.. şimdi moralin bozulmasın....
tabikim haberin allkpop'ta yayınlandığını ve tüm kalbimizle bu siteye güvenmeyip beddua ettiğimizi belirtmeme gerek yok sanırım..

özet: bu koredeki adamları sarmalasakta mı saklasak yoksa böğrümüze taş bağlayıpta mı otursak...
haydin öbüldünüz gıdıktan

MİM:BU NOEL BABA Bİ ELİME GEÇSE

$
0
0
sevgili gıdığı öbülesi hindi dolmalarım, yeni yıl ağacımın süsleri, yılbaşı şarabımın köpükleri..
günlüğümüzün en tatlı cadıları şu yazıda bizleri mimlemişler sağolsunlar.. bu sene nedense bu yeni yıl biz 4 çatlağın en yoğun olduğu döneme denk geldi.. halbusi biz " Allam bu sene kıyamette kopacak diğiler o yüzden 1 ay önceden kutlasak olmaz mı şu yıl başını?" diye ayar çekmiştik ama Allahın işine karışılmaz dimi?
her sene olduğu gibi bu senede bloggerların gelenek ve görenekleri bozulmamış ve bir yeni yıl mimi başlatmışlar.. başlatan arkadaşımızada sevgilerimizi sunduktan sonra bu sene neler istiyor şu çılgın 4'lü ona bi bakalım...

Deli Kızın listesi
1)bu sene karşıma çıkan yakışıklı erkeklerin gay olmamasını istiyorum... Allammm bu yapması çokta zor bi istek değil bence senin için.. 2 gr. hormon dengesiyle oynayacan olacak bitecek yahu :)
yasaklanmalı yakışıklıların gay olması :)


2) bu sene dergi ekibinden ayrılmak istiyorum.. cosmopolitanmış bilmem neymiş gözümde değil.. ben dergi işlerine girmek istemiyorum ben tasarım yapmak istiyorum çok çok bol bol tasarım yapmak istiyorum.. sadece tasarım yapmak istiyorum hep tasarım yapmak istiyorum.. kapişşşş...
neden kimse bana cosmopolitanda çalışmayı isteyip istemediğimi sormadı?

3)Gou Pei ile çalışmak istiyorum.. yani beni yanına yamak diye mi alır,baş asistanı mı yapar yoksa sahnedeki ejderhalardan birinin yerine mi koyar beni bilmem ama mutlaka ona bi kerede olsa şöyle bi sürtünmek istiyorum...

Singapur Moda Haftası'nda koleksiyonunu sergileyen Çinli modacı Guo Pei'nin defilesinde hazırlanan dekor ve kıyafetler izleyenleri büyüledi. - 1
bu kadının sahnesine hastayım

4) geçen seneki victoria secret isteğim hala geçerlidir Allam mümkünse bu sene kayda geçsin bu...
bu sahnede yer almak istemiyorum tamam
 sadece bi don sütyen tasarlayım yahu..
 o da mı çok zor??
5) artık ülkeme gelmek istiyorum... başka ülkeleri görmek istemiyorum sadece kendi ülkeme gelmek istiyorum... üzerinden uçmak yerine toprağına basmak istiyorum (bu madde yazılırken bir kutu selpak harcanır)
o kadar ülke gezdim
o kadar şehir gördüm
porsuğu özleyeceğim hiç aklıma gelmezdi
6) dilimden anlayan ve kendi kafasına göre saçlarımı kesmeyecek, benim kafamda kendi hayallerini gerçekleştirmeyecek bir kuaför istiyorum (buda zor bi istek değil bence.. farkındaysan bu sene seni fazla zorlamıyorum yeni yıl...)
kendi saçlarımı kesmeyi öğrendim bu salak kuaförler yüzünden
7) ders çalışarak uykusuz kaldığım her gecenin acısının beni bu hale getiren editörlerden fitil fitil çıkmasını istiyorum.. geceleri karabasanlar bassın.. hepsi 3lere 5lere karışsın.. uyuyamasınlar istiyorum...
korku
beter olun emi
8)bu sene yazı yaz gibi geçen bir ülkede staj yapmak istiyorum.. kore olabilir mesela.. çok şaşırdın dimi bu isteğime.. (bknz. Arya'nın ölmeden önce görülecek ülkeler listesi 1. sıra)
güneş + kore = hayalin daniskası
9)Allahın emri peygamberin kavli ile Won Bin'i kendime eş, ikimizden olacak tosunlarıma baba diye istiyorum.. evet bunu istiyorum çok istiyorum hep istiyorum...
damatlıkta yakışırmış yahuşuhluma (hayalin daniskası vol. 2)
10)kore severler yada kpop dinleyenler yada bi şekilde koreye bulaşanlar arasında gerçekleşen saçma ayrımcılıkların bu sene son bulmasını istiyorum.. yok "oppa lafından nefret edenler" yok "kullanıyorum oppayı gücüne mi gitti" diyenler yok "elfler ergen" diyenler yok "vipler atarlı" diyenler.. bunların hepsinin susmasını istiyorum.. herkesin sadece sevmesini istiyorum.. daha çok sevsin herkes sevsin istiyorum.. çünkü koreyi seviyorum dediğimde insanların yüzüme eblek eblek bakmasındansa etrafımda "ya şu grup comeback yapmış ne güzel olmuş dimi? şu yönetmenin son filmini izledim süperdi.." yada "şu yazarın kitabı çevrilmiş okudun mu?" gibi ortak zevklere sahip olan, konuşabileceğim bir sürü insan olsun istiyorum ben.. evet evet istiyorum böyle bişey...


bonus istek: kang dong won ve won bin'den bir dizi, olmadı film, olmadı reklam filmi o da  olmadı bi selamun aleyküm videosu istiyorum artık...
 
megabonus istek: won bin isteğimi bi daha dile getireyim dedim sevgili 2013.. hani arada kaynamasın...
damatlıkta yakışırmış yahuşuhluma (hayalin daniskası vol. 2)
ultrabonus istek: sevgili 2013 sen 2012'ye benzeme olur mu? o benim hiç bi isteğimi yerine getirmedi.. çok tembeldi bütün bir sene boyunca oturup kıçını büyüttü şerefsiz.. senden daha güzel bir performans bekliyorum sevgili 2013.. bak hem listede imkansız hiç bir şey yok.. bence hepsi yerli yerinde, aklı başında istekler.. bu yüzden işin daha kolay yani.. lütfen sana geçtiğim kıyağıda dikkate alarak bu seneki listemi yerine getir özellikle megabonus isteğimi...
aryasal istekler bunlar... 

herkesin yeni yılı mübarek olsun :)

Meli'den yeni yıl istekleri

Kurosaki 
*Sevdiğim manga serilerinin animeleri çıksın istiyorum.(o taş erkekleri renkli görme isteği vol.5767346)


*Hollanda'ya gitme planımda bir problem çıkmamasını beni ülkeye sokmalarını bir sorun çıkarmamalarını istiyorum (bu konuda içime öküz oturdu yeminle)


*JYJ'in bol bol albüm çıkarması konser vermesi ödül almasını ve mutlu olmasını istiyorum. Ve bütün o albümlerin , photobookların , konser DVD lerinin vb. bende de olmasını istiyorum.


*Şu sınıfı geçmek istiyorum daha doğrusu alttan kalan 3 dersi vermek istiyorum. Yeni öğrendiğim bilgiye göre vermezsem o alttan kalan dersleri 3. sınıfa geçemiyorum T.T


*Bahar'ın artık beni yeğenine alma planlarını bırakmasını istiyorum!!! Bıktımmmmmmmmmmmmm! Len söylüyorum anlamıyor. İs-te-mi-yo-rum. 


*Yoochun'un twittera dönmesini istiyorum. (dönnnnn dayanamıyorum artıkkkk...gıy gıy gıy...)


*En naziğinden ve sevimlisinden bir adet Kazehaya istiyorum. (Dipnot: Bu yıl bütün adayların sevgilisinin olduğunu öğrendim artık böyle bir vaka yaşamak istemiyorum. Sadece boşta olana kapı açıktır.)


*İkizimi görmek istiyorum! Onun bütün dileklerinin gerçekleşmesini istiyorum.


*JYJ konsere gelirse parasız zamanıma gelmemesini istiyorum. O kadar tepindikten sonra o konsere gidememek fena koyar ya.


*Deli gibi içimden geldiği gibi gülümsemek gülümsetmek istiyorum!


Son olarak;
Bu yıl 2012 için  istediklerimin çoğunu gerçekleştirdim ,
2013'te de aynı performansla azimle 
devam etmek istiyorum
hayallerimi gerçekleştirmeye...

meli
CİNNET'İN YENİ YIL DİLEKLERİ
 2012 bana hiç iyi davranmadığından 2013 sen bi güzellik yap lan bana diyerek dileklerimi sıralamaya başlıyorum(başta aryacan girişi yaptığı için tekrar bi giriş yapma gereksinimi duymadım).
Bu yeni yıldan öncelikle sağlık istiyorum.Son haftalarda hastanedeki acil doktoruyla o kadar çok görüştüm ki kankaya bağlıycaz muhabbetimizi.Ben ve sevdiğim insanlar hiç hasta olmasın mümkünse.Sağlık en önemli şey vallahi.
İkinci olarak çok paralı bi iş istiyorum.iyi çalışma arkadaşları güzel ve rahat bir ofis,minnoş bir patron istiyorum.Aslında kendi işimin patronu olayım felan derdim ama yeni mezun biri için fazla bi düşünce olurdu.Az deneyim kazanmak lazım di mi ;))
P.Diddy gibi para saçayım istiyorum lan :D Bok gibi param olsun.
Üçüncü olarak(bknz.geçen seneki VS dileğim) kilo konusunda bol kayıp yaşamak istiyorum.Bana şimdi az ye,spor yap gibi laflarala gelmeyin lütfen o kadarını bende biliyorum.Sadece bunun acı çekmeden, kolayca ve saniyesinde olmasını istiyorum.Bi Doutzen bi Candice olmak istiyorum.Allahım çok mu şey istiyorum :(
Okul bitirmeye çalışmak kolay değil.Sinir,stres toto büyütüyor,kıvrımları bozuyor.Ahh benim güzel kıvrımlarım :(

Dördüncü olarak AŞK lazım aşk aşk.Aslında ben haremimle rahatça yaşamak,bi gün onunla bi gün bununla eğlenmek istiyorum ama gerçekçi olmam gerekirse on numara beş yıldız bi sevgili istiyorum.Sonrada evlenirim :))
Beşinci olarak-şu an öncelikli bu lazım bana-hızlı ve kopmayan sınırsız internet bağlantısı istiyorum.İnternetle ilgili o kadar problem yaşıyorum ki her an birinin boğazına yapışasım var internet bağlantısı ver bana allahsız diyerekten.
Tüm sevdiklerim yanımda olsun istiyorum.Arkadaşlarımla,ailemle zaman geçirmek istiyorum.
Bari bu sene bi yurtdışı olmadı yurtiçi geziler yapayım istiyorum.Güzelim pasaportum beni beklerken eskidi geçen yıl şimdi de süresi bitti zaten hıhh :(
Arya yanıma gelsin istiyorum.Seidou ve Meliyi yanıma getirdim sıra Aryada :) Dördümüz birlikte olalım istiyorum lannn :D 3ünüzü de en kısa zamanda yanımda istiyorum!!
Carişlerime benim gözümle bakanlar kör olsun istiyorum >_< En azından onları göremesinler herkese görünmez olsunlar istiyorum.Kıskançlık duygusu mahvediyor beni lan katil olucam bu gidişle.
Yoo Jae Suk beni yanına alsın istiyorum.Ekürisi olayım her programı birlikte yapalım istiyorum :)
Kısacası sonsuz sağlık,sonsuz para,sonsuz mutluluk ve hiç kilo almamayı istiyorum :D
Daha da kısacası Allahım gönlümden geçeni biliyorsun amin :))
Seido'nun istekleri

Geçen yıl istediklerim de fazla uçmuş olmalıyım ki bir çoğu olmadı:( Bu yıl olayı  kısa ve net halledeceğim(bunda yazımı işte yazmamın da etkisi var tabi).
 Ben bu yıl bilgisayar konusunda kendimi aşmak istiyorum.Tasarım programlarını süper ve hızlı bir şekilde kullanmak istiyorum.

Çok büyük ve güzel projeler yapayım ama bunları yaparken sürekli mesaide olmayayım istiyorum(mesai çok kötü bir şey canlar iş dünyası çok zor:()

İngilizce olayını halledeyim istiyorum.Her türlü lazım sonuçta.Örnek: oppanın olduğu vidyo izlemek ;)) şaka şaka bakınız bir sonraki dilek.
Master'ıma daha fazla gecikmeden başlamak ve takılmadan bitirmek istiyorum.Okulu bir kez uzattım ya fobi oldu sanırsam.

Arada bir evlensem mi çoluk çocuğa karışsam mı desem de yok bunları değil kariyer istiyorum.İşimde ilerleyeyim istiyorum.

Birde Yoochun twittera dönsün istiyorum(bu uçan bir istek değildir yahu).
Benim dileklerim bu kadar.Evet az ama öz istiyorum.Öncelikle bu kadarcık kısa bir şey yüzünden kızların yazısını geciktirdiğim için özür diliyor ve bu mimi geçte olsa dilemek istiyorum diyen herkese postalıyorum.(Her zamanki gibi geç kaldığımızdan geneli yazdı diye düşünüyorum:))





SEVİYORUM KIZ SENİ BABA...

$
0
0
sevgili gıdığını öbdüklerim şimdi size o kadar kısa bi yazı yazıcam ki benden beklenmeyen bir performans olacak bu... ama bu yazı babama özel.. doğum günü falan değil.. babalar gününede daha çok var.. ama benim içimdeki baba sevgisi depreşti bi kere durdurabilene aşkolsun...
deliliğimin genetik olduğunu tv'yi yeni açan izleyicilere belirteyim... bugün hatta az önce bunun kanıtı bir olay yaşadım babamla aramızdaki bir maili sizinle paylaşmak istiyorum...

babama az önce şu videoyu gönderdim...
benim mailim
bulacam böyle bir şokella takacam yüzüğü bende...
babamın maili
bonustan bahsediyorsan zahmet etme kızım.. sor bakalım yanında çim biçme makinesi de veriyolarmıymış...
çekik olandan bahsediyosan IRIS'teki gibi bir adam bulda burada çoluğa çocuğa "bebe bu" diye rezil olmasın adam...
ayrıca güzel kızım bizden habersiz o yüzüğü takarsan ya hayatının geri kalanına babasız yada 9 parmakla devam edersin tercih senin...
seviyorum seni babacım...
 IRIS'teki adam demiş yaaa... hayır bide 1 tane değil ki kaç tane taşşş vardı o dizide....
özet: bu baba ile turşu mod on konumdayım şu an :)
haydin öbüldünüz gıdıktan...



MARUŞİ NE ''GÜZEL ADAM''SIN

$
0
0
   Genelde güncel dizi takip etmemeye çalışan ben(sebebi malum merak) bu diziyi güncel olaraktan zevkle izlesem de yazmaya fırsat bulamamıştım.Ve fark ettim ki bu dizi çok izlendiyse bile çok konuşulmadı. Yani ben bloglar da falan anlatıldığını pek görmedim açıkçası.Başlığa bakıp hangi dizi olduğunu anlamadıysanız teorimin doğru olduğuna bir delilsiniz. Neyse sadede geleyim dram olsa da zevkle izledim(ki ben dram sevmem) çok güzel bir diziydi Nice Guy.
   Dizi tanıtımlarında genelde ''intikam için hafızasını kaybeden kadını kullanma'' tabiri geçiyor.Buna inanmayın olay o kadar basit, acımasız ve kötü değil.O yüzden dizinin konusunu şöyle özetliyeyim:
    Kang Ma Roo zeki, yakışıklı bir tıp öğrencisidir.Çocukluğundan beri aşık olduğu Han Jae Hee'den aldığı telefonla hayatında büyük değişiklikler olur.Han Jae Hee'yi hapse girmekten kurtarmak için suçu üstüne alan Ma Roo hapisten çıktıktan sonra Jae Hee'yle görüşmez.Geçimini kadınları kandırıp paralarını alarak ve barda çalışarak sağlayan Ma Roo uçaktayken doktor bulunamaması sonucunda tıptan atılmış birisi olarak yardıma gider ve yardım ettiği kişinin yanında Jae Hee'yi görür. Jae Hee büyük bir şirketin başkanının sevgilisidir. Bir takım olaylar sonucunda Jae Hee'den uzak duran Ma Roo intikam almaya karar verir.İntikam için başkanın kızı Seo Eun Gi'yi kullanmaya karar verir.Ancak Eun Gi çok güçlü bir karaktere sahiptir ve babasının ve Jae Hee'nin karşısındadır.


   Kitabi tanıtım yapamadığımdan dolayı buradan sonrasında bol SPOİLER ile kendi fikirlerimi yazmaya başlıyorum.Dizi genel olarak dram olsa ve entrikanın dibine vursa da bence en güzel tarafı en başından beri birebir ilişkilerde pek yalan yoktu.Karakterlerin çoğu duygularını olduğu gibi yansıtıyordu.Bu yüzden ben acayip üzülmedim şahsen.Mesela Ma Roo Eun Gi'ye kaç defa seni kullansam falan şeklinde konuştu. Eun Gi de kullanıldığının farkında olsa da Ma Roo'nun yanında kalabilmek için buna aldırmadı.Duygulardaki dürüstlük kısmını çok sevdim ben. Romantik komedilerde bile esas karakter sevdiğini anlasın, söylesin, kız bir düşünsün derken on bölümü geçerken biz bu dizide daha ikinci bölümde Eun Gi'nin aşkını gördük.Tamam Ma Roo hakkında hep intikam yüzünden mi diye bir şüphe duyduk ama onuda çabuk netleştirdik.Yani dizide duygular olaylar çok netti.Negatif tarafıysa dram çekiyoruz diye tüm aksilikler Ma Roo ve Eun Gi'yi buldu.Bir ara ciddi ciddi Şener Şen ve Müjde Ar'ın oynadığı Arabesk filmine bağladıklarını da düşünmedim değil.Hafıza kaybetmeler falan.Ama genede bunu mantık çerçevesinde güzel bağladılar bence.
   Dizide en sevdiğim kısım Ma Roo ve Eun Gi'nin içlerinden birbirleriyle konuşmaları sahneleriydi.Hiç konuşmadan sohbet etmeleri, o kadar birbirlerini sevmiş olmaları, birbirlerini o kadar anlamaları... bence çok romantik sahnelerdi.Hani hepimizin bildiği kdrama klasikleri var ya sırtında taşımalar, ayakkabı giydirmeler,birlikte çamaşır yıkamalar vs hiç biri yoktu dizide ama bu sohbet sahneleri izlediğim en romantik sahne listelerini zorlar. Bahsettiğim klasik sahnelerde varsa bile çok farklıydı.Biraz anlaşılmaz yazdım galiba ama şöyle söyleyeyim Ma Roo Eun Gi ye birlikte geziye gitmek için ayakkabı ve kıyafet alıyordu.Ama ben bunun az önce klasikleri yazasıya kadar dizilerde olan bir şey olduğunu fark etmemiştim.
   Dizideki karakterin her hareketlerinde bütünlük olmasını da çok sevdim ben.Karakterlerin hareketlerine şok olmuyorsunuz.Hayret bu böyle biri değildi nasıl oldu da böyle yaptı demiyorsunuz.Sanırım bunu anlamak için diziyi izlemelisiniz.
    Karakterler demişken içimdeki fangirle engel olamayacağım ve diyeceğim ki ''Maruşi ne güzel adamsın''.Ve diyeceğim ki malum genelde bayan karakterleri çok sevmeyiz, arada sevdiklerimiz çıkabilir ama ben bu Seo Eun Gi'ye resmen hayran kaldım.İçimdeki feminist taraf  bayram etti.Nasılda sağlam karakterli, zeki, mantıklı bir karakterdi öyle.Hasta ve aciz halinde bile içindeki güçlü yanı görebiliyordunuz.
    Son olarak da finalden bahsetmek istiyorum.Bu dizinin finalini aslında diğer dizilerden ayıracak ekstra süper bir şey yoktu ama anca bu kadar basit ama güzel bir final yapılabilirdi.Şahsen ben finali 3-4 kez tekrar izledim.Dizi bittiğinde bu mudur şeklinde kalmadım. Tam aksine ekrana gülümseyerek baka kaldım.
   Kısaca ben bu diziyi tavsiye ediyorum.Ben Song Joong Ki hatırına başlamış olsam da hatır olayını aştım diziyi çok sevdim. Ve tabi ki SJK'nin de hastası oldum ;)
   Dipnot 1: sanırsam cadıcım(yanlış hatırladıysam affola) bu diziyi bloğun da yazmış ve gelen geçen en uç karakter bile SJK'yi öptü diye bir tespit yapmıştı.Sonuna kadar katılıyor ve ne bu böyle SJK bu kadar ünlenme ve gelen geçen seni öpmesin diyorum.
   Dipnot 2: Dizinin başrollerindeki Seo Eun Gi ve Ma Roo'nun  giyim tarzlarını çok beğendim.

En sevdiğim sahnelerden birisi...



Bu sahnede aklıma şu vidyo gelmedi değil :P


Neyse olayı bozmayayım :)





Bu kızın biraz psikopat tarzını çok beğendim ben yaa....





































Ostda muhteşem ses Junsu'dan...severek dinlenilesi...
   Dipnot 3: Gifleri yepudaa.com dan aldım..Yapanların ellerine sağlık çok güzel gifler var arasında kayboldum :)
 

CAN SIKINTISI GÜNLÜKLERİ VOL.I

$
0
0

Sevgili canolar tam zamanını hatırlayamasamda leyleği değil leylekleri havada görmüştüm ondan ötürü de bi gezentilik,bi şehirlerarası yolcu modunda gidip geliyorum.Son olarak da aile büyüklerini görelim dedik  anneannemlere geldik.Zaten internet konusunda sorun yaşıyordum burada tam sorunlu oldum.Net yok.Bi de ülke çapında kar yağışı var burada mahsur kaldım desem yeridir.Karlar kapamış yolları :( Kış süper,kar çok güzel la la laaa diyenlere burdan selam çakıyorum.Karda buzda kayar düşerde başıma işler gelirse bütün suç onlarındır haberiniz olsun.Evime gidemiyorum laynnn >_< Bi de iki gündür kar kürüyorum elimde küreklerle yazık lan bana :(
Neyse size anlatacaklarım bunlar değildi ama anlatmamında bi sebebi vardı.Bu tarz eziyetler çektiğimden kendimi hddmde beni bekleyen filmlere dizilere adadım.Sizlere izlediklerimden kısa kısa bişiler paylaşcam.

Bu yazımın bir sebebi de Cinnetciğimm neden izlediklerini bizimle paylaşmıyorsun diyen deli kızdır.Öperim :* 
İlk önce herkesciklerin yıllar önce izleyip üstüne 'ayyhhh hiç böle güzel bi dizi izlemedim ben' dedikleri secret garden dizisini izledim.Genel görüşe katılarak güzel bir dizi diyebilirim.Bunun nedeni hyun bine salyalarımın akması da olabilir bilemem ama sevdim.Durmadan ay hyun bin zayıflayınca çirkin oldu diyip duruyordum ama adam öyle bir oynamış ki,öyle bir çekici ki eski hali gözümün önünden gitti.
Aslında bu diziye geç başlama nedenim Seidouya hyun bine yan gözle bakmıycam sözü vermemdi.Eğer izlersem içimdeki bastırılmış sevginin çok pis ortaya çıkacağını biliyordum ve öylede oldu.En sonunda Junhoyu(2pm) ortak kullanıma açmam karşılığında Hyun Bine ortak oldum.O da benim carişim artıkk :D
Dizinin konusunu anlatmama gerek yok herhalde diye düşünüyorum.İzlemediyseniz de ben izledim,sevdim,tavsiye ederim.

Sonrasında hyun binnn hyun binnn inlemelerim devam ettiğinden hyun bin filmleri izlemeye karar verdim(hyun bin deme rekoru kırmayı planlıyorum).Öncelikle Late Autumn filmini izledim.
Bu adama dizilerinde/filmlerinde İngilizce konuşacaksın şartı koymuşlar herhalde.Her yerde bi İngilizce konuşuyor.Koreliler konusunda bir şeyde anlaşalım istiyorum.Küçüklüğünde yurtdışında yaşamamış kişilerin(Yoochun,Taecyeon,jay park  vb.) ya da ingilizcede çok iyi olmayanların dilleri dönmüyor çoğu kelimeye yahu.İğreti duruyor çoğunda.Ha sanki seninki çok mu iyi diyeceksiniz ama onlardan iyi orası kesin :D Filmdeki kızın-ki kendisi Lust,Caution* filmindeki hatun- ingilizcesi daha iyiydi.Neyse bu filmimizin konusu da şöyle.Kızımız hapistedir.Annesi ölünce 3 günlüğüne dışarı çıkar.Otobüste hyun bin ile karşılaşır,hyun bin bundan para ister kız verir,adam buna sana borcumu ödeyene kadar saatim sende kalsın der felan.Neyse kız annesinin cenazesine katılır ama o da ne gene hyun bin gelir.Hyun Bin her yerden çıkar.Çince,korece,ingilizce karışık bi film.İzlemezseniz hiçbir şey kaybetmezsiniz ama boş zamanım çok öldüreyim onu diyorsanız izleyebilirsiniz.Bu arada hyun bin filmde jigolo :P Yerim onu ben.Bi dee adam öpüşüyor hacılar :D Hakkını veriyor yani ya da ben öyle gördüm şu an bilemedim  ;)

Hyun bin günleri yaptığım günlerde izlediğim son film çoğunluğun izlediği ilk kore yapımlarından olan a millionaire’s first love oldu.

Acıklı filmlere gelemiyorum ben bunu anladım.Bunda da oğlumuz genç ,zengin ama mirası almak için büyükbabası şart koşmuş buna.İateeye istemeye de olsa dedesinin gitmesini istediği liseye geri dönüyor.Orada da Ghost dizisinden hatırlayacağımız ağlak suratlı kız var.
Hepimizin ağlayarak izlediği filmi nasıl anlattın yaa diyebilirsiniz bana ama o modda değildim herhalde ki zaten az biraz duygusuzum :P
Filmi izlerken miniğim Gökçeni de bol bol taciz ettim.Şu kadın kim,oğlanın ailesi nerde,bu kız ne alaka yahu,ne ara aşık oldu lan bunlar,vb.  sorduğum birkaç sorudan biriydi.
Filmde en çok hoşuma giden şey ise oğlanın kıza verdiği ilaç kutusunun içinden çıkan notlardı.Duygulu bi film kendisi.Ağlama modundayken izlemenizi öneririm.Yoksa benim gibi olursunuz.

Vücuda fazla dram yüklediğimi düşünerek geceyi  çerez niyetine bi filmle bitirmeye karar verdim.Gene uzun zamandır beni bekleyen bi filmi açtım.Beastly…
Bu filmimiz de tahmin edebileceğiniz üzere Güzel ve Çirkin uyarlaması tek farkı lisede geçmesi.Oğlanımız lisede oldukça popüler,zengin bir velet.Görüntüye inanılmaz değer veriyor.Günlerden bir gün kızın biriyle dalga geçince kız bir cadıya bulaşmamalıydın pis serseri deyip bunu çirkinnnn bi ucubeye dönüştürüyor.Babası bunu bi eve kapatıyor.Yanına da kör bir hoca ve hizmetçi veriyor.Bu sırada oğlanımız fakir ama burslu Kezban kılıklı kızımızdan hoşlanmaya başlıyor ve onu babası ile anlaşarak evine alıyor.
Kız bunu görünce korkmuyor felan.Romantik dakikalar yaşıyorlar.Kız buna seni seviyorum deyince büyü de bozulacak bu arada.Hikayeyi hepiniz bildiğinizden sonunun nereye varacağını bilirsiniz.
Akmasın kokmasın,canımı sıkmasın izlediğim film derseniz Beastly’i tercih edebilirsiniz.
Bi dee nolur şu oğlana yakışıklı demesinler yahuu az daha kassa tipsiz bişi bu.

Dün gecede aşk,meşk,dram sıktı yeaa beni deyip kendimi vurdulu kırdılı aksiyon filmlerine verdim.Carişlerimin başrolde arz-ı endam ettiği Battleship filmini izledim öncelikle.Ben aksiyon adamıymışım bunu anladım.
Bu filmimizde de yerinde rahat duramayan ona buna el atan abdliler çok büyük bi teknoloji yarattık bununla diğer gezegenlere naber cano hava nasıl oralarda demeliyiz deyip derin gezegenlere sinyal yollamaya başlıyorlar.
Ben kendimi bildim bileli uzaylılarla uğraşmaya bayılıyor bu adamlar.Ulan hangi uzaylı iyi davrandı sana.Hepsi bi e.t değil sonuçta.Gelip dünyamızı yakıp yıkmak istiyorlar ne diye hala uğraşıyosun elin uzaylısıyla.Uzaylıyla şaka olmaz.

Neyse garip demir yaratıklar ve  bir avuç adamın savaşını izlemek istiyorsanız ideal bi film :D En kötü yanı ise filmde kardeşleri oynayan sevgili carişlerimden Alexanderımın daha 1saat olmadan ölmesiydi :’( 
Kardeş kahraman olacak ya harcadılar bebişimi :( Kardeşte senin carişin onunla idare etseydin dediğinizi duyar gibiyim ama bi Alexander kolay bulunmuyor canolar.Kutsal kasem o benim :P

Sanki bi yerden sen ne dedin hiç anlamadık diyen birinin sesini duydum :/ Kısacası film iyiydi beybiler.Geçen zamanı fark etmiyorsunuz öldürün şu uzaylıları sevgili denizcilerim diye bağırırken :) İzleyin bu filmi :)

Postumuzun ve dün gecenin en son filmi ise Abduction.
Bu filmde de Twilight filmiyle ünlenen kurt adam Taylor Lautner var.Ne büyüdü la bu çocuk iri bişi oldu ama gideri var :P
Bu filmde de karışık işler var.Gizli bilgiler ele geçirilmeye çalışılıyor.Bi gün Taylor filmdeki adıyla Martin hoşlandığı kızla ödev yaparken kendisinin küçüklük fotosunun kayıp kişilerde olduğunu görüyor.Sonra ben evlatlık mıyım diye hesap sorarken buna zarar vermek isteyen adamlar evi basıyor.Gerçek amaçları bunu korumak ve yetiştirmek olan ajan ailesi ölüyor.O sırada yanında bulunan hoşlandığı kızla kaçmaya başlıyor.İşin içine CIA karışıyor,bi de gizli bi baba var.Adam çok yetenekli bi ajanmış meğersem.Neyse bu bebe kaçıyor,oradan oraya atlıyor zıplıyor,kovalamaca bitmiyor filmin sonuna kadar.
Hala bilmeyen vardır belki aranızda o yüzden tekrar söyleyeyim atlaya atlaya film/dizi izleme huyum var benim.Sıkıldığım sahnede ileri atlarım hatta birkaç bölüm atladığım olmuştur dizilerde de ama bu filmlerde yapmadım.Kovalama sahnelerini izlerken ihtiyaç duymuyorsunuz çünkü.
Vakit geçirmelik bi film.Fazla bir şey beklemeden izlemenizi öneririm.Sonra hani film iyiydi bariz kötü bu diye geri dönmenizi istemem çünkü :) Bi de bu tarzın adamı değilseniz bulaşmayın :D

Birkaç günlük dizi/film izleme listem bu kadar işte.Yeni bi yazıda görüşmek üzere öpüldünüz canolar :*


AĞLIYORUM KAHRIMDAN...

$
0
0
Ühüühühühühühüü:'(
Şu an çok fenayım canolar :( Can sıkıntım tavan yapmış,hormonlarım benden ayrılıp özgürlüklerini ilan etmişken Franciscomun haberiyle yıkıldım.Zaten öncesinde Jensen'dan bi darbe yemiş ve kendime tam gelememişken üstüne küçük sevgilimde al sana benden bir aduket dedi :(

***
Bu yazımı gözyaşları içerisinde yazıyorum sizlere :( Nette dolanırken birinin francisco naptın sen tivitiyle napmışki küçüğüm bi bakayım demeye kalmadan koca göbekli hamile bi kadınla çektirdiği fotoları gördüm.Allahımm bu nasıl bi haberdir,bu nasıl bir yıkılıştır...
Anlamadığım şey ise insan 22 yaşında baba olur mu lan :/ Sen daha bebesin,ergenliğin yeni bitti ne çocuğu...
Bu kadar küçük yaşta çocuk yapılmaz!!Korunamadın mı eşek şey :((
***
Seninle daha magazincilere yakalanıp Cinnet genç sevgilisiyle .... adlı mekandan çıkarken yakandı tarzı haberlere konu olacaktık.Evlilik ne zaman diyeceklerdi,şu an için erken diyecektik.Sana ciciler biciler alacaktım en sonunda da nikahı basacaktım.Hayallerimi yıktın hain küçüğüm :( Bok şey :( 

 Acıdan içli içli arabesk şarkılar söylüyorum yeaa...

Daha fazla devam edemiyiciğim :( Yastığıma sarılıp hönküre hönküre ağlamaya gidiyorum ben canolar :(

Seni de affetmiyorum Jensen :(

CAN SIKINTISI GÜNLÜKLERİ VOL.II - BEKLEME LİSTESİ

$
0
0
Sevgili canolarım,
Nasılsınız?İyisinizdir inşallah.Bende iyi gibiyim,yuvarlanıp gidiyorum işte.Olumsuz kış şartları ile karşı karşıyayım.Karda buzda yürüme savaşı veriyorum.Şu an itibariyle Antalya'ya yerleşmeyi bile düşünüyorum(bile dememin nedeni Antalya'dan önceleri fazla hoşlanmamamdı),hatta ortamın on numara olacağını bilsem ekvatora yerleşicem.Bu beyaz tenimle ilk önce garip karşılanacağımı tahmin ediyorum ama zamanla bende kararım herhalde :)

Saçmalamamı kısa tutup asıl konuma geçmek istiyorum ama arkadaşlarımdan,alıştığım çevremden o kadar zamandır uzaktayım ki çok çok konuşasım var:) İçimde birikmiş şeyler var :) Bi de internet sorunum var :(

Hayat benim için biraz sorunlu geçiyor şu aralar o da yetmezmiş gibi yeni dizilerden/fimlerden uzakta kalıyorum.Carişlerim rahat durmayıp yeni diziler/filmler çekiyor hep.Az biraz sabredin internet sorunumu halledeyim diyorum ama yok sabırsız hepsi.Bizi izle sultanım diye kendilerini paralıyorlar :D
***

 Zorla kendimi durdurup asıl gelmek istediğim konuya geçiyorum.
Yazının bundan sonrası yayımlanmasını beklediğim,yayımlanınca da zorla izleyebileceğim sevgili carişlerimin yeni projelerini içermektedir.
***
İlk sırada Gaksital bitince bu diziye başlayacağı duyumlarını aldığımız sevgili Joo Woncarişimin dizisi var.7th grade civil servant ya da Level 7 civil servant artık hangisi olur bilemem.
Kendisi My Girlfriend is an agent adlı filmin diziye uyarlanmış hali imiş.Bakalım rayting canavarı joo won bebeğim bu dizide nasıl bir iş çıkaracak ♥_♥ 

Başroldeki hatunu kendisine pek yakıştıramadım (hangisini yakıştırdım ki :P) ama kıskançlık krizlerimi az da olsa bastırabilirim 'kadın ondan yaşlı yeaa' diyerekten :D 
 
Ayy bi de Chansungördeğimde kadroda ki değmeyin keyfime.
Yenirsiniz ki :D

 İkinci sırada birincisini zevkle -bazende yeter yahuu bit artık diye- izlediğimİris 2 var.
Lee da hae oynamasına rağmen katlanıp izliyecem.Peki neden izleme listene aldın sorularına cevabım ise çok açık:Carişlerim var ondan ötürü tabiisi :D
Söz konusu carişlerim: Jang Hyuk,Yoon Doo Joon,Lee Joon ve Kim Min Jong

Bu dizide İristen 3 yıl sonrayı konu alacakmış.Güzel acuşimin ölümüne bi açıklıkta getirirler umarım bu dizide.
Bir de Lee da hae n'olur güzel oyna apla az biraz mimik kullan,botokstan gerdirmeden uzak dur bu süreç içerisinde plizzz.

Üçüncü sırada ise Yawang dizisi var.
Konusuna çok dikkat etmedim.Kwon sang woo ve Yunhoiçin bi göz gezdiricem.Eğer hoşlanırsam devam ederim fazla bi beklentim yok açıkçası.Dizi dram olarak geçiyor çünkü.Bol bol ağlarlar artık bende ekranın karşısında kendimi keserim(bknz.afişteki KSWnun yaşlı gözleri).

Dördüncü sırada ise Love 911 filmi var.
Bilin bakalım bunu da kimin için izliycem :D Go Soo için tabiisi :D Go Soo bebeğim burada itfaiyeciyi oynuyor HHJ ise doktoru.Aşık olup birbirlerinin yaralarını saracaklarmış gibi bi his var içimde :)

Beşinci sırada güzel ve de iyi adam,minnoş bebiş Song Joong Ki’nin A Werewolf Boy filmi var.
Adı üstünde SJK burada kurt çocuk olacak.Kız bunu bulur evcilleştirir felan kesin :D SJK için izleyeceğiz bakalım nasıl bir film olacak.

Altıncı sırada ise So ji sub acuşimin filmi A Company man var.
Bunda da SJS kiralık katil.Buna birini öldür diyolar öldüreceği tip abi nolur şu parayı ilet sonra öldür beni diyo bu bi bakıyo ki orada sevdiği kadın.Hayatın anlamını sorguluyor sonrada bunu öldürmeye çalışıyorlar.Konusu böyleymiş kısaca:P

Yedinci sırada Amerika tarafından da keşfedilmiş,kötü eller tarafından kapılmış yakışıklım Lee Byung Hun filmi Masquerade var.Tarihi bi film imiş bu da.
Nasılda haşmetli haşmetli duruyor tahtta ayyhhh :))

Sekizinci sırada ise Lee Seung Gi'nin gumiho olacağı Guga Medical Book dizisi var.Bayan oyuncu Suzy olacakmış :S Ne kadar doğru bir karar olur bu bilemem ama LSGnin hatrına 1 bölüm bakarım.Daha zamanı varmış bu dizininde ayrıntıları zaman geçtikçe gelir.

Dokuzuncu sırada AGD dizisinden hatırlayacağınız Jang Dong Gun'un filmi Dangerous Liaisons var.
Bu filmde Dangerous Liasions kitabından bi uyarlama diye biliyorum.Bu kitabı ne çok uyarladılar filmlere yahuu.En bilindik ise John Malkovich,Glenn Close,Uma Thurman ve Michelle Pfeiffer ile olanıdır sanırım.Liseye uyarlanmış olan hali de cruel intentions idi.Umarım düzgün bir uyarlama olmuştur :)

Son sırada ise yüzünü görmeyi sabırsızlıkla beklediğim nanba senpaim Hirom Mizushimamın Kuroshitsuji animesinin film versiyonu var.Daha bunun çıkmasına çok var tabii.Size verebileceğim bi ayrıntı yok diğer oyuncular da kim olur bilemem ama Hiro varsa izlerim ben bunu :D

Benim beklediğim diziler ve filmler (Kore yapımı olanlar) kısaca bunlar.İnşallah hepsini izleyebilirim :D Bir sonraki yazımda görüşmek üzere canolar :)

NOT:Peki siz hangilerini bekliyorsunuz??Yazın bana,okuyup kaçmayın :))

MİM: HAYAL ET...

$
0
0

herşeyin başı zaten bu bitmek tükenmek bilmeyen hayal dünyamız değil mi anasını satayım gıdığını öbdüklerim, şöbiyetlerim, telli kadayıflarım.. yani nereden bulaştık biz bu kore alemine bilemiyorum.. hayır hayal alemimizi genişletip galaksi boyutuna taşıdıkları için iyi mi oldu, yoksa krem şanti adamları, kaymak gibi kadınları ile kriterlerimizi yükselttikleri için kötü mü oldu bilemiyorum...
madem hayal kurmak bedava.. kapadım gözlerimi bir gece bende.. hayal penceresini sonuna kadar açtım...
bir şirket kurdum korede hemde öyle böyle değil.. sm halt etsin yanında en iyiler bizde... millet şirketin kapısında kuyruk olmuş, kuruğun başı seul'de sonu busan'da.. anneler evlatlarını şirketin kapısının önüne bırakıp kaçıyo "evladım önce buda'ya sonra size emanet" diyerekten bir notla.. o kadar füber süper bi şirket işte.. işte düşündükçe hayal alemine daldım daldıkça mutlu oldum mutlu oldukça garfield hesabı gerim gerim gerindim oturduğum koltukta..peki nasıl bir şirket hayal ediyoruz... yok yok şirkette..

işte böyle bir şirkette bulunması gerekenler:
1) öncelikle böyle bir şirketin bir erkek ve kız grubu olmalı ama dimi :) (yani şirketin değilse bile sırf beni eğlendirsinler gönlümü hoş etsinler diye böyle bir grup kurasım var yani...)
kız ve erkek müzik gruplarımızı kurmak için gerekli olan malzemelerimizi veriyorum efenim..
3 adet en yüksek oktavlısından vokal
2 adet en kıvrağından dansçı
1 adet en hızlısından repper
2 adet en şekerinden şebek
1 adet en şokellasından reklam yüzü
1 adet bunların hepsini bir arada tutacak lider
2) öyle bir şirket kuracaz ki kafamızla müzik sektörünü sallarken kıçımızla dizi ve sinema sektörü bizi konuşuyo olacak bu yüzden de şirketimize en iyisinden en şokellasından en baklavalısından en yeteneklisinden 5 tane aktör alicaz...
3) eh şimdi aktörlerimiz tamam da bunlara eşlik edecek şöyle en kaymaklısından en beyazından en seksisinden en süsülüsünden 5 tane de aktris seçecez...
4) madem en iyi aktör ve aktrisler bizde ee onlara şöyle en ağlamaklısından en gülmelisinden en vurdulusundan en +18lisinden diziler filmler yazacak senariste ihtiyacımız var.. en iyi 2 senaristi şirketimizin kanatları altına alacaz..
5) eyazdık dizilerimizi-filmlerimizi öyle köşede turşularını kurmayacaz herhalde şöyle en bakış açılısından 2 yönetmen bulup onlarıda şirketimize dahil edecez ki ömür boyu bizimle çalışsınlar..
6)madem kurduk bir şirket sponsor da bulalım tam olsun dimi ama.. şöyle en paralısından 3 tane iyi markayıda sponsor olarak arkamıza alacaz sonra da tutmayın bizi korede canlar...
işte mimimizin ana hatları bu şekilde yavrular.. şirketimizi bu kriterler altında kurup birde güzel isimlendirdik mi tamamdır...
açıl koreaaaaa biz geliyoruzzzzz...
işte DeliKızın kore devi şirketi CRAZY ENTERTAİNMENT'ın As'ları...
1) ERKEK- KIZ GRUPLARI
MERKÜR (boy band)
FÜBER BOY BAND MERKÜR
ANA VOKALLER
LEE SEOK HOON (SG WANNABE grubunu bırakıp bizim şirketimizi seçti, iyi de etti bülbülüm benim)
YESUNG (sesi kadar şebekliğide bu kategoriye seçilmesinde etken aslında)
SHAYNE OROK (çok insan bilmez benim kırma kadife sesli bülbülümü)
ANA DANSÇILAR
TAEYANG (canım çok ağladı kapımda nonaaa beni al beni al diye kıyamadım kıvrak vücutluma)
TAEMİN (aslında ben seni almazdım da dans denilince ilk akla gelen sensin bebe)
REPPER
T.O.P (ben repten mepten anlamam ama eyi deyiler bu yavur evladı içün,o yüzden benim olacak)
GRUBUN NEŞE KAYNAKLARI ŞEBEKLER
SHİNDONG ve EUNHYUK
(boşuna seçmedik adamları şebek diye, hem iyi dansçılar hem iyi repperlar hemde şebekler işte, çok fonksiyonlu bir tercih oldu)
REKLAM YÜZÜ
KAİ (bebede iyi yüz var kullanırım ki ben bunu )
LİDER
JUNSU (tam idealimdeki lider tipi, kimseyi sallamayan ama gizliden gizliden her şeyden ve herkesten haberi olan..
 adamım büyüksün)
VENÜS(girl band)
FÜBER GIRL BAND VENÜS
ANA VOKALLER
HYORİN (sesinin kalitesi müzik devleri tarafından tastiklendi bende aldım annem, kalitesiz adama iş yok benim şirketimde)
KİM MİN SUN (çirkinsin mirkinsin ama diva olacak ses var sende ben gördüm onu)
PARK Jİ MİN (bu bebeme de eski şirketinde yemek vermemişler zayıflatmışlar, kıyamadım aldım )
ANA DANSÇILAR
HYUNA- HYOYEON
(ikinizide sevmem ama pislikleriniz çıkmadığı sürece şirketimde barınabilirsiniz.. ne de olsa alanınızın en iyilerisiniz)
REPPER
HWAYOUNG (şirketi kovdu hemen kaptım bebeyi, kalitenin kokusunu 10bin km öteden alırım anasını satayim)
GRUBUN NEŞE KAYNAKLARI ŞEBEKLER
PARK JOO HYUN- KİM BOA
(şebek seçimlerinde çok boyutlu düşünüyorum sadece maymunluk yapmakla kalmayacaklar elbette..
 PJH iyi bir repper, BOA ise çok iyi bir vokal)
REKLAM YÜZÜ
NANA (aslında seni şirket çatısı altına dahi sokmam tehlike unsuru ama nasıl bir güzelliksin sen yaa..
kendime mi alsam acep seni? )
LİDER
KAHİ (bende fazlasıyla vukuatlı bir anı bırakmana rağmen senden iyi bir lider düşünebilemiyorum açıkçası..
hem yaşın artık kemalle aynı sanırım uslu durursun)
2)EN İYİ 5 AKTÖR
LEE SEON GYOON (bu adamı hangi türde oynatırsan oynat gidiyor yahu.. ama komediye ayrı bi gidiyo)
WON BİN (sana tek kelime edersem Allah tepemden vurur paşam.. seviyorum seni)
KANG DONG WON (farklı ve seçici bir oyunculuk.. boş iş yapmaz hep kaliteye bakar.. ee bende kalite severim)
RYOO SEUNG RYONG (ustalara saygı kategorisinin baş kahramanı.. oyunculuğuna laf eden ölsün)
KWAK BYUNG KYU (senin kadar süper his aktaran başka bir adam tanımıyorum amca.. saygılar..)
3)EN İYİ 5 AKTRİS
HAN HYE JOO (iyi oyuncusun annem ama görmeyim öyle elalemin adamına sarktığını.. her film çevirdiğinle adın çıkıyor yahu)
IM SOO JUNG (senin oyunculuğunu, silikon dudaklarını, o kurbağa bakışlarını yerim kadın.. çok seviyorum seni.. ama öyle gizlice falan evlenmek yok söyle nonana herşeyi annem ben alırım sana kimi istersen)
JUNG RYEO WOO (çok film çevirdi bu güzel alayımda şirketime azıcıkta dizilerde görünsün istedim..)
SON YE JİN (seni bu şirkete almayanı kovarım..)
SOO AE( bu kadının her an ağlayabilirim bakışlarına bayılıyorum.. her role gidiyo.. ama sana daha çok drama oynatıp bol bol ağlatacam çok güzel ağlıyosun..)
4) EN İYİ 2 YÖNETMEN
KİM KYU TAE ( gelsin benim şirketime IRIS gibi vurdulu kırdılı , PADAM PADAM gibi rumantik ve A LOVE TO KİLL gibi kafa karıştırıcı filmler çeksin istiyorum.. )
LEE HYUN MİN (amca sende bizi MİSA, AUTUMN TALE ve WİNTER SONATA'daki gibi bol bol ağlat oldu mu?)
5) EN İYİ 2 SENARİST
KİM EUN HEE (sevgili Eun Hee senden GHOST gibi bol bol ekşınlı, kafa karıştırıcı ve "aneeee nolüüyoo yaa" sonlu diziler ve filmler bekliyorum annem..
LEE KYUNG HEE (anne sende bize MİSA ve NİCE GUY'daki gibi bol entrikalı bol intikamlı diziler-filmler yap oldu mu? piyasa seviyo o işleri..)
hadi göreyim sizi canolar.. kaleminize sağlık...
6)MANİ KAYNAKLARIMIZ SPONSORLAR
CALVİN KLEİN (bu amcanın sponsor olduğu ve ihya etmediği tek bir şirket tek bir proje bilmiyorum.. nasıl para akıtıyosa artık isminin geçtiği proje en iyisi olsun diye.. o yüzden "ver bana paralarını annem" diyorum
AMORE PACIFIC (işimiz görsellik olduğundan zaten bir içim su olan şirket elemanlarımı bu güzel kozmetik devi ile daha da güzelleştirmek istiyorum..
SAMSUNG (elektronik devi olduğu kadar lüküs arabalarıyla da ünlüdür.. klipte neyim kullanırık arabalarını falan.. söz bak..)
işte gıdıklarını öbdüklerim benim füber süper CRAZY ENTERTAİNMENT 'im bu şekilde... şimdi geldi bu mimi paslayıp rakip ama füber diğer şirketleri görmeye...
hımmmsss gecenin şanslı tombalakları iseeeee  "MİM GOESSSSSS TOOOOO CADILARIN CADISI OH YOON JOO, ASİ KIZ MİKAL ZİA VEE DAİMİ MÜŞTERİ DEMETGİL" 
kolay gelsin gacılar... 
haydin öbüldünüz gıdıktan





TEŞEKKÜR, ÖZ ELEŞTİRİ VE ÖZÜR

$
0
0
gıdığını öbdüğüm sevgili günlük takipçileri Prag'dan herkese selamın hellolar.. yine bir avare seyyah modundayım.. bugünkü yazımın konsepti: ortaya karışık duygular .. şimdilik kısa ve öz bir yazı yazmayı planlıyorum hadi hayırlısı...
televizyonunu yeni açan izleyici için küçük bir hatırlatma yapalım.. blogger camiasında genelde şöyle bir durum vuku bulmakta.. tibitır ve face gibi yerlerde görüşmüş tanışmış işi kankalık boyutuna getirmiş sevgili blogger kardeşler genelde kendi çevrelerindeki blogların yazılarını takip etmekteler.. ee ne var bunda dediğinizi duyar gibiyim... tabiki de bi halt yok.. ben sadece bu işler böyle demek istedim.. bende bu çok geniş gürühun daimi üyelerindenim.. ama son günlerde yeni kan arayışına geçtim.. çünkü sürekli aynı işi yapmak bazen sıkıcı olabiliyor.. bu yüzden bende bi kaç gündür farklı blokları takibe aldım.. hepsini burada tekim tekim yazacak değilim... ayrıca bu yazının yazılma amacı tamamen farklı.. sadece nasıl bir girizgah yapsam bilemedim...


TEŞEKKÜR
bulokumuz sıkı bir SNSD Antisi olmakla tanınır.. bunda yazdığımız yazıların bir kısmında SNSD 'yi itin götüne sokmamızında payı büyük tabisi.. şimdi böyle etrafta SNSD'ye küfredip sonrada "oww nooo I'm not Anti" diyecek kadar bilincimi yitirmedim henüz evet bu grubu oldukça iğreti buluyorum ve gerçekten sevmiyorum.. nedenlerini sıralamayacam zira yeterince sıraladım.. ancakkkkkkk..... 2 gündür bir blok takip ediyorum ve itiraf etmeliyim hayatımda ilk kez bu kadar aklı başında bir SONE ile karşılaştım. dün gece 1'den sabah 3'e kadar yazılarını okudum.. ve çoğu yazısında "ahaaaa ne kadaa doğruu lan bu dediği.. hee bencede öyle valla öyle billa öyle.. "dediğimi hatırlıyorum.. buloku merak edenler tık tık.. (durun lan sonra okursunuz o buloku daha yazımı bitirmedim..) bulokuna girip 2 gündür deli gibi yazıları okuyorum ve sanırım gerçekten beğeniyorum da.. evet Ispanak Gazetesi yazarı tam bir SONE hemde öyle böyle değil.. ama o benim daha önce karşılaştığım tüm SONE'lerden çok daha farklı.. bir kere SNSD Antilerine bile ılımlı yaklaşabilecek kadar sakin bir kişiliği var (bir iki yazısında damarına fena basmışlar ama olsun oluyo öyle arada) hatta kendisine "geçenlerde bir buloka çok kızdım şöyle yazdım böyle yorum bıraktım ne zannediyolar kendilerini bilmem neler, dönüp kendilerine baksınlar" (ki bu bulok bizim olma ihtimali çok bi yüksek-üzerime alındım yeminle) diye yorum yapan bir takipçisine "biz SONE'ler olarak sakin olmak zorundayız, böyle şeylere alıştık" gibilerinden bir yorum yaparak atarlı gençliği sakinleştirecek kadar bilinçli, sonra bir SONE'yim diye diğer kız gruplarına bok atarak bi yerlere kendi grubunu taşımaya çalışmayacak kadar akıllı (yazılarını dikkatle okursanız eğer diğer kız gruplarınıda ne kadar çok desteklediğini çözümleyebilirsiniz) ayrıca bloku sadece SNSD ile ilgili değil kore müzik sektörü ile ilgili açıkçası hiç araştırma gereksinimi duymadığım ama bilsek aslında olayları daha iyi çözümleriz dediğim bilgilerde içeriyor.. uzun lafın kısası ilk kez böyle bir SONE ile karşılaşıyorum a dostlar.. ve gerçekten bu duruma sevindim..
biz daha çok şu şekilde hayranlara alışık olduğumuzdan açıkçası Ispanak Gazetesi bana ilaç gibi geldi ve böyle aklı başında fanlarında olabileceğine olan inancımı artırdı...BU YÜZDEN KENDİSİNE ÇOK AMA ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM..
ÖZELEŞTİRİ
(bu bölümde yazacağım öz eleştiri adı üzerinde kendimi eleştiriyorum.. bulokun diğer yazarlarını kapsamamaktadır bu eleştirim biline sevgili takipçi)
öncelikle SNSD'yi itin götüne soktuğum tüm yazıları tek tek yeniden okudum.. fazla damara basmışım.. yazdıklarımın sonuna kadar arkasındayım ama bir farkla ben bu grubu asıl sevmeme nedenimi sanırım artık daha iyi keşfettim.. eski bir DBSK hayranı olarak onların parçalanış aşamalarını adım adım salya sümük takip edenlerdenim.. bir grubun böyle zirvedeyken parçapinçik olmasını hazmedemeyenlerdenim.. SNSD ile alakası ne diyeceksiniz... Sorun SNSD'de değil sorun tamamen SM'de.. ben DBSK parçalandıktan sonra SM'nin çıkardığı yada aktif faaliyet gösteren hiç bir grubuna karşı sıcak olamadım.. Antilik seviyesinde olmasamda SHİNee'den hiçbir zaman hazetmedim.. ve ayrılığın ardından yaptıkları yorumlar yüzünden SUJU ilede arama uzunca bir süre mesafe koydum.. sanırım SM'yi sevmiyorum diye onların özellikle ön plana çıkardığı bu kız grubuna karşı dahada kinlendim.. onlarda yaptıkları bir kaç hareketle bu kinimi körüklediler.. böylece ortaya nur topu gibi bir SNSDAnti modu çıktı...
 bu gruptan nefret etmemin bir diğer sebebi ise BAZI SONE'ler oldu.. yukarıda örneğini gördüğünüz pek çok yorum alıyoruz.. diğer pek çok yazımızada aldık.. siklemiyoruz ama gruptan iyice nefret etmeme neden oluyor bu ağız dalaşmaları.. özellikle yazdığı yazıdan dahi yaşının gerçekten küçük (bakın ergen diyerek küçümsemiyorum) olduğunu anladığımız bu kişiler benim "ulan bu grubu seven bi tane bile aklı başında bi herif yok mu lan" diye düşünmeme neden oluyor.. bu bulok 4 kişiden oluşan bir yazar çizer kadrosuna sahip ve hepimiz okullarında işinde gücünde olan insanlarız.. bir grubun Antisi olarak onları neden sevmediğimizi yazmak bulok sahibesi olarak en doğal hakkımız.. istersek itinde götüne sokarız istersek alıp baş tacı yapıp koynumuzada sokarız.. ancak sanırım benim gözden kaçırdığım nokta özellikle küçük yaştaki takipçilerimizin böyle konularda daha hassas ve daha agresif olabileceklerini unutuyor olmam.. sonuçta bir yazı yazıyorum tüm hür irademle ama bunu birileri okusun diye yayınlıyorum ve okunuyor.. eğer böyle yorumlar almak istemiyorsam sanırım böyle yazılar yazmayı da bırakmam gerekiyor.. (burada şimdi yanlış anlayan bir iki genjj beyin çıkar hemen açıklayayım.. son cümleye dikkat... grup hakkındaki düşüncelerim hala sabit hala taze sadece böyle bir kitleyi bir fandomu kırıcı yazılar yazmam diyorum) kısacası ben kaşırsam daha çok kaşınacak bir kitle mevcut karşımda bu yüzden bundan kurtulmam için yarayı kaşımayı bırakmam gerek..
ÖZÜR
(bu kısım tamamen aklı başında Ispanak Gazetesi yazarı Ezgi gibi olan SONE'leri kapsamakta.. yukarıda örneği görülen yorumlara ve düşüncelere sahip SONE'ler tamamen bu bölümden muaf tutulmaktadır.)
aslında söylenecek çok fazla birşey yok.. Ezgi ve onun gibi olup sevdiği grubu karşı ataklara ve benim gibi ağzı genelde bozuk Anti'lere rağmen hala saygıyla savunan, başkaları gibi ortalığı mikser misali karıştırmak yerine sükuneti sağlamaya çalışan ve kendi grupları hakkında benim yazdığım yazıları okuyarak kalbini kırdığım AKLI BAŞINDA TÜM SONE'lerden ÖZÜR DİLİYORUM...kimbilir belki Ezgi gibi bir kaç AKLI BAŞINDA SONE'yle daha tanışırsam grubu sevmeye söz vermem ama antilik boyutunu aşabilirim :) (tükürdüğümü yalamayacak kadarda fakir ama gururlu bir gencim :) )
****
bu yazıdan sonra alabileceğim bir kaç tepkiye şimdiden cevap vereyim..
hayır döneklik yapmıyorum hala SNSD grubunu sevmiyorum hala onlara karşı olan duygularımda değişme yok sadece onları seven aklı başında birilerini tanıdım ve o insanları agresif SNSD yazılarımla kırmak istemiyorum hepsi bu...
hayır genjj beyin geri adım atmadım ya da SNSD'nin gücünü görmüşlüğüm falan yok... hala grubunuzu sevmemekte ısrarlıyım hala onları sevmeme nedenlerim aynı hala SNSD'ye karşı hojj hisler beslemiyorum..
hayır sevgili kafası karışık takipçim Ispanak Gazetesi yazarı Ezgi ile hiçbir şekilde tanışmıyoruz, hiç bir yerde görüşüp konuşmuşluğumuz yok.. Blokunu dahi 2-3 gündür okuyorum ve bugün takibe aldım.. anlayacağın bir arkadaşımın reklamını yapmıyorum zira buna ihtiyacı olmayacak kadar okuyucu kitlesine sahip olduğuna inandığım bir bulok kendisi..
****
HİÇ TANIMADIĞIM EZGİ'YE
TEŞEKKÜR EDERİM VE ÖZÜRDİLERİM....

özet: SNSD Won Bin'den uzak dur bari yaaa...
haydin öbüldünüz gıdıktan


Bir Hafta #1

$
0
0
Bundan sonra blogda bir aksilik çıkmazsa haftalık olarak "Bir Hafta" serileri paylaşacağım. Bu sayede belki okuduklarım ,gittiğim yerler , oynadığım oyunlar , kullandığım programlar vs. sizlere faydalı olur.
Geçen hafta neler olmuş;



*Akalar Çöpşiş :
İzmir-Bodrum yolunun Söke ayrımında bulunan bir yer. Eskiden sık sık gitmeme rağmen uzun zamandır gitmemiştim. Siz masaya kuruluyorsunuz durdurana kadar bittikçe dolduruyorlar tabağınızı. Fiyatları da böyle bir hizmete göre uygun. Çöpşiş - köfte
- ızgarada soğan vb. hepsi leziz. Gitmenizi tavsiye ederim. Bodruma giderken iyi bir mola yeridir.

*Code Name : Jackal :
Kadrosunda JYJ'den Kim Jae Joong'un ve şirketinden Song Ji-Hyo'nun yer aldığı komedi türünde bir film.
Filmde koreli sanatçıların sasaengler nedeniyle yaşadığı sorunlara da değinilmiş. Ama senaryo biraz daha geliştirilebilirdi. Yinede baya komikti izlenmesi gereken bir film.

*Bokura Ga Ita Zenpen / Kohen :
Uzun zaman önce bu serinin animesini izlemiş birkaç hafta önce filminin 1. sinin türkçeye çevrilmiş olduğunu görünce filmlerinden 1.sini de izlemiştim. Ancak seri 2 filme bölündüğü için 2. kısmı Türkçeye daha yeni çevrildi ve bende oturdum çok sevdiğim bu seriyi izledim. Hala animesinin son bölümünün son dakikalarında hüngür hüngür ağlarım. Filminde başrolleri Ikuta Toma ve Yuriko Yoshitaka paylaşıyor. İzlenmeyi hakeden bir yapım. Zaten Ikuta'nın oyunculuk yeteneğini bilmeyen yoktur.

*Kim Jae Joong - I albümü ve Mine MV :

JYJ'den Kim Jae Joong ilk solo albümü "I"ı çıkardı. Albümden önce "One Kiss" şarkısını internetten görücüye çıkarmıştı ,  ilk MV "Mine"ı ayın 17 sinde youtube hesabından yayınladı ve aynı gün albümü "I" ı piyasaya sürdü.



*League of Legends :
Lol 'e başladım sonunda. Wolfteam oynamak biryere kadar dedim arkadaşında severek oynadığı lol'e başladım sonunda. İyi oyun , eğlenceli.

*Line :
Kakao Talk tarzı genelde Koreli / Japon arkadaşları olanların kullandığı onun dışında pek bilinmeyen Line'ı yükledim telefonuma. Gayet kullanışlı ve iyi bir program. Sevimli yapısını sevdim WA , Tango ,Viber'da ki o sıkıcı yapı bunda yok. Tavsiye ederim. Kullanıcı adım: melinosekai . Gelin anime muhabbeti yaparız.
*Gece Evi Serisi / Saklanmış :
Gece evi serisinin yeni çıkan kitabı Saklanmış'ı bitirdim. Her kitapta olduğu gibi "Starkkkk" diye ortalıkta solandım. Ama şunu söylemeli dakika başı "çemberim , grubum , konseyim" durumlarından sıkıldım Zoey'nin. Ama Stark için fazlasıyla okumaya değer. Herkese bir Stark kampanyası başlatacağım yakında :D

Bu haftalık bu kadar Bir Hafta #2 de görüşürüz. ^.^

meli
Viewing all 109 articles
Browse latest View live