Quantcast
Channel: SEVGİLİ GÜNLÜK
Viewing all articles
Browse latest Browse all 109

BİZİM AİLE vol 1. (paranoyak anneler ve ilgili babalar)

$
0
0

Deliliğimin kalıtsal olduğunu defalarca dile getirdim sizlere Sevgili Günlüğün telli kadayıfları.. işte bugün size delilik genetiğimde emeği geçen ailemden söz edicem.. malum gurbet ellerde okumanın verdiği bi aile özlemiyle (!) yazıcam o yüzden mendilleri hazırlayın..
böyle Deli bir kızınızın olmasını istiyorsanız ihtiyacınız olan malzemeleri veriyorum yazın annem:
yıllanmış manyak bir anane
ilgili numarasını çok iyi yapan bir baba
anneliğin tüm şartlarını yerine getiren bir anne
evet eğer elinizde yeterli malzeme yoksa bana alo deyin bende fazlasıyla mevcut.
Allah kendi katında bi deney yapmış bu malzemelerden nasıl bişiy çıkacak bi deneyelim bakalım demiş ortaya ben çıkınca bu defolu en iyisi dünyaya salalım bunu kendi kendine yaşasın bu pigme demiş.. ortaya ben gelmişim..
yapım aşamamı gelin babamdan dinleyelim...
yiğenimin doğmasına yakın evdeki isim krizi iyiden iyiye büyüyodu.. her ne kadar adımı çok sevmesemde "benim o" diye sahiplendiğim ismimi kendi doğmamış portakal tanesine vermeye çalışan eniştemi yıldırma çalışmalarına son gaz devam ediyodum.. en sonunda beni pekte sevmediğine inandığım enişteme "bana bak kızın benim gibi olur Arya adını verirsen demedi deme.."dediğimde babamın doğumumla alakalı çarpıcı açıklaması evlat acısı gibi koydu 
"senden bi tane daha olması imkansız.. biz senin malzemenden çalmışız babacım nasıl oldu bizde anlamadık..tabi canım Türkiyedeki doğumların %4 ü normal koşullarda bile özürlü olabiliyomuş.." (sağol babacım bende seni çok seviyorum) 
Babamın her seferinde anneme 
“ya hatun biz bunu 23 sene geri saramıyoz mu? Nerde hata yaptık bi göreydik..yapım aşamasında mı? Üretim aşamasında mı? Yani bi hata var ama..” demesi üzerine annem üzerindeki tüm sorumluluğu yıkmak için bok atacak birilerini bulma çabası ise ayakta alkışlanacak cinstendi 
"yoo yoo özürlü doğmadı ama doğum sırasında doktor bunun kafasına çok bastırdı ondan beyni hasarlı oldu" (senide seviyorum annecim)
madem babamın ilgili tavırlarından konu açtık oradan devam edelim..
oscarlıktır benim babam.. en iyi ilgili baba numarasını yapmada üstüne rabırt de niro'yu bile tanımam..
işte babamla aramızdaki sevgi diyalogları....
Türkiye'deki son gecemde arkadaşlarımın düzenlediği veda partisine giderken babamın uyarısı içindeki evlat sevgisinin pırıltılarını gözler önüne serecek cinsten :
"içeceksen adam gibi iç. içip sapıtacaksanda kimseye benim kızım olduğunu söyleme" .. 
okulum gereği pek çok şehir gezdiğim doğrudur ama babamın "senin okulun hangi şehirdeydi yaa" diye bulunduğum şehri unutmasını gerektirecek kadarda değil sanırım..
Kore konusu bizim evde herkesin sinirlerini hoplatan bi mevzudur.. Annem kolumda bir Koreli damat ile her an kapıyı çalacağım korkusuyla yaşarken babam bu işi biraz daha espriye vurarak vermek istediği mesajları subliminal halde bana postalamakta..
lay'in resmini mail attığım babamın cevabı subliminal açısından gayet güzel bir örnek:
"babacım 'baba bana bunu al' diyerek yanlışlıkla kız arkadaşının resmini göndermişsin bana.. bu arada kız arkadaşın senden daha güzelmiş.. çok yiyip kilo alırsan böyle arkadaşlarının yanında besili gibi kalırsın..hala bi erkek resmi göndermeni bekliyorum..." 
beğendiğim Korelileri kız gibi olmakla suçlayıp bide üzerine 
"bunun çükünü bizim sünnetçi Ahmet göremez bak fazladan keser haberin olsun Arya" 
diyen kişinin babam olduğunuda belirtmek isterim..
(yani benimle evlenmek isteyen yabancı uyruklu kişilerden özellikle bi ortalama isteyecez bu gidişle. babamla sünnetçi arasındaki gelişebilecek muhtemel diyalog "Ahmeeettt 21cm. diyo nedersin uygun mudur, kesebilir misin?" "abi 2cm.de ben kessem 19 kalıyo ee biraz kızada bişeyler bırakalım abi...")
unutulan şeyleri hatırlatma görevi de bizim evde hep babamdadır.. ancak onun hatırlattığı şeylerle bizim unuttuğumuz şeyler arasında biraz fark vardır..aile ile katılımı zorunlu olan resmi bir davette istiklal marşı okunurken babamın kulağıma eğilip 
"sakın şaşırıp kore milli marşını söyleme hala türkiye sınırları içindesin" 
diyerek bulunduğum sınırları yüzüme vurması buna örnek gösterilebilir.
Ayrıca ŞU kısacık yazımda da babamla aramızdaki sevginin üstün boyutunu görebilirsiniz..
Babamın bide sanki genetikleri onlardan almamışım gibi sürekli kıçımla kafa bulması vardır ki  bence ilgili bir baba olduğunun en büyük göstergesidir.. en azından kıçımın büyük olduğunun farkında :D
“arya uçakta sana çift kişilik koltuk mu alsaydık kızım anca sığarsın..” 
“kızım bak uçakta orta tarafta otur ki uçak dengesi bozulmasın” 
“okyanusa düşsen batmazsın sen bu yağlarla yeminle” 
“kızım bacaklarına bu kadar yüklenme, onlarında bi yere kadar taşıma kapasitesi var.. hem seni hem kıçını nasıl taşısınlar..”
“kıçın kafanın boyutunu geçmeye başladığında sende bir problem olduğunu anlamıştım ama geç kalmışız.” 
“Jennifer Lopez kalçaları bu sene moda derken sen durumu yanlış anladın galiba seninkiler Akrep Nalan kıçına doğru yol alıyo haberin olsun” 
ama kıç espirisinin en büyüğünü taşınma esnasında kedimi kaybettiğimde patlatmıştı 
“kıçının altına bak belki üstüne oturmuşsundur zavallının…”
en önden koşa koşa giden şanslı sperm ben oluyorum :D
tabi tüm boku babama atmak olmaz işin içine birazda anne katmak lazım.. ee bu adam en nihayetinde kendi kendini döllemedi yaa :D:D 
babamın şanslı spermleri muhteşem iç güdülü annemin harika yumurtası ile birleşip kendi aralarında feci aşk yaşadıktan sonra ortaya çıkmışım.. tabi keşkesi çıkmasaymışım ama olmuşum artık geri dönüşü yok..
Annem gerek mesleğinden dolayı gerekse babamın panik ataklarından dolayı oldukça paranoyak bi kadındır.. sonra senin bu rahatlığına rağmen paranoyaklığın nerden geliyo demeyin bknz. Annem
Bigün Anadolu üniversitesinde siyasi bi gösteri oluyo ama tabi gösteri büyüyo taşlı sopalı bi düğün haline geliyo. Bu akşam haberlerine yansıyınca annem bi telaşla beni arıyo
Annem:“aryaaaaaaaaa..”
Ben:”efenim anne”
Annem: yaşıyosunnnnnn 
(muhtemelen ölmüş olabileceğim ihtimaline aradı zaten.. yaşadığımı bilse aramazdı )
Ben: O.o hı
Annem: ay arya bugün üniversite karışmış.. ay kırmızı kazaklı bi kız vardı sendin dimi o?
Ben: yoo ben bugün kırmızı giymedim ki
Annem: yok yok aynııııııııı sana benziyodu sendin o.
Ben: anne ben bugün atölyedeydim ve ben bugün kırmızı giymedim
Annem: belki atölyeden sonra gitmişsindir üniversiteye belki hatırlamıyosundur ne giydiğini.
Ben: (artık sabır,taş ve çatlama üçlüsü perdededir.) hı hı anne (kestirip atma çabasındayım)
Annem:bana bak arya baban bi duyarsa olaya karıştığını yemin ederim seni o olayların göbeğinde sallandırır..çıkar o kırmızı kazağı baban görmesin
Ben: ya anne bazen gerçekten bu kafayla nasıl avukat olduğunu düşünüyorum.
Annem: bak bak bide beni yargılıyo.. bana bak..ben senin yaşındayken kırmızı kazak giyip olaylara karışmıyodum tamammıııı?
Ben: anne ben kırmızı kazak giymedim, olaylara karışmadım, okula gitmedim….
Annem: çabuk eve geliyosun.. bunu evde konuşacaz saat kaç oldu nerdesin sen
Ben: anne ben evdeyim, odamdayım….
Konuşmanın bundan sonraki kısmı yüzyüze gerçekleşti ama o kadarı bana kalsın…
Diyorum ya annemde muhteşem bir paranoya vardır, olmayan şeyler üzerine harika hikayeler kurgular sonra oturur yazar bide oynar yetmedi kendi yazdığı, kurguladığı hikayeye inanır, içselleştirir hüngür hüngür ağlar..
“ay sen şimdi yaban ellerde bir başınasın.. soğuktur oralar.. sakın sıkı giyin.. bak hastalanırsın, sonra yataklara düşersin, bronşit olursun menenjite çevirir, bak sonra verem olur ayyyyy allahhhh koruuusuuunnnnn"
(burada annem kopmuştur , muhtemelen cenaze namazımı kıldırmıştır o kafasında, ağlıyodur.)
Öğrencilik hayatım boyunca babadan-anneden harçlık almak nedir bilmem.. çünkü hep kendi projelerimi satarak kendi harçlığımı çıkardım. Okulumda burslu okuduğum içinde ailemden herhangi bir maddi destek almadan kendi yağımda kavrularak gidiyorum burada..
ama ne yazıkki senelerdir süre gelen bu geleneğe annem hala alışamadı.
Annem:“paran varmı?”
Ben: var anne
Annem:bak yoksa söyle
Ben: yok var anne
Annem: bak yokta söylemiyosan
Ben: ya anne var işteeeeee (sabır sınırını zorlamada üstüne adam tanımam)
Annem: bak parasız kalma oralarda. Parasız kalırsan hemen ara. Sakın parasızlıktan yanlış şeylere bulaşayım deme. Bak geçende makbule teyzen anlattı(uzun bi cümle gelecek belli..  makbule teyze annemle bu gereksiz konuşmanın ana karakteri olduğun için ağzına sıçayım emi ) Arif amcanın küçük kızının kaynının eltisinin amca oğlu(hıııııı o muuuu??)  istanbula okumaya gitmiş. Ailesi çocuğa para yetiştiremiyomuş buda jigololuğa başlamış.. aman diyim arya sakın jigolo falan olma olur mu? Çok para verseler de olma kızım aman …
 (jigololuğa başlamanın benim için normal yoldan para kazanmaktan daha zor bişiy olduğunu biri anneme anlatabilirmi??)
Bide ailesinin tamamı hukukçu olan biri için moda tasarım okumak o kadar zor bir şeydir ki.. bürokratik çevrenin ortak tepkisidir:  
“terzi mi olacan sen şimdi”
 “arya bee şu cübbelerin daha modernini diksene sen” 
 “ay arya duydumki kıyafet dikiyomuşsun bu akşam Ahmet amcanın önemli bi toplantısı var şu ceketin kolunu bi diki versen kızım sana zahmet.” 
Ahmet amca seni aldatıyo ayten teyze akşama toplantısı yok genç ve güzel sevgilisi ile tek kale maça gidecek.. o cübbelerin modern halini tasarlasamda içinde sen olduğun sürece hiçbir değişiklik olmayacak Hatice teyze çünkü sen yıllanmış bir dinazorsun ve evet terzi olacam çünkü sizin karılarınız sizin düğmelerinizi bile dikemeyecek kadar beceriksiz.. bana ihtiyacınız var beyler kabul edin bu gerçeği.. işte böyle bir çevrede olur olmaz annemde kendi savunma mekanizmasını geliştirmiş
Annem: ayy aslında tıpa girerdi.. ona yetiyodu puanı
Ben: anne ben ea çıkışlıyım
Annem: olsun sayısal olsan kesin tıbbı kazanırdın :D:D:D
ayrıca annemle aramızda ŞİDDETLİ bir sevgi söz konusudur..

ben: off anne yaa böle çipil çipil kaybolasım var şu küçük adamların dünyasında
 ama bir sürüde dersim var.. 
şu pisişik güçlerini kullanarak bizim hocaları hipnoz falan etsen de şu derslerimi geçiversem
annem: ben o pisişik güçlerimle sana bi uçar tekme atsamda sen kendine gelsen 
ve küçük adamlarla süslü hayal dünyandan 
ödevlerle bezeli gerçek dünayana geçiş yapsan.. 
daha kolay

Her şeye rağmen seviyorum onları.. bize anne babamızı seçme hakkı verilseydi eğer yine onları seçerdim..
nah seçerdim.. ben david-victoria beckham çiftinden yana kullanıyorum hakkımı.. ya siz??

Özet:İsviçreli bilim adamlarının genetiğimle oynamasına izin veriyorum..
 mutasyona uğrayayım, örümcek ısırsın, GDO’lu besinlerle besleneyim 
ama nolurrr bişiy yapın.. 
giderek annem ve babama daha çok benziyorum alam yaa :D:D

Not: asıl bombayı bir sonraki yazıya sakladım.. tüm psikolojini Delilik geninin sorumlusu olan kadını tanımaya hazırla sayın izleyici..
haydin öbüldünüz gıdıktan












Viewing all articles
Browse latest Browse all 109

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue