Hele şükür öğrencilik hayatı bitmiş bir insan olarak üniversite hayatımda final dönemi (bizim için teslim haftası) dediğimiz dönemde edindiğim garip takıntıları yazmak istiyorum.Bünyede garfieldlık olunca her teslim dönemi kendimi ders dışı işlerle meşgul olurken buldum. :)) Bu konuyu yazmak nereden aklıma geldi onu birazdan belirteceğim.
2006 yılında üniversiteye girmiş biri olarak 1. sınıf derslerim diğer sınıflardan daha hafif olsa da adaptasyon süreci yaşadığım için(eğitim sistemimiz liseden çok farklıydı) ilk sene çok şükür garip takıntılar edinmemiştim.
Takıntılarım olmadan 72 saat içinde 7 saatlik uyku ve sadece doğal ihtiyaçlar için zaman ayırarak projeleri anca teslim ettiğimi düşünürsek iyi ki de kendime takıntı bulamamışım.Her neyse gelelim sezon sezon takıntılarıma :
2007 ocak(2.sınıf ilk dönem) kendimi Harry Potter'a vermiştim.Sürekli Harry Potter okuyordum.
Okuduğum yerleri tekrar tekrar okuyordum.Birde film takıntım vardı Aşk ve Gurur.Filmi defalarca ve defalarca izledim.En sevdiğim sahneler olan Mr.Darsy'nin ilk gelişini, kızın Mr.Darsy'nin yaptıklarını ilk çözüşünü, meşhur yağmur sahnesini, Mr. Darcy'nin pederin evine ilk dalışını(pederin ismini hatırlamıyorum çünkü gereksiz bir şahsiyetti) vs vs defalarca izledim. Her gece yatmadan önce bir kez filmin üstünden bir kezde dvdnin içeriğindeki röportajların sevdiğim kısımlarından bir kez geçiyordum.Artık benim için diş fırçalamak kadar gerekli ve sıradan bir olaydı.
vidyosunu bulmak ne zor oldu...bende mi sıkıntı var acaba..neyse bu filmde sanat akımlarını direk görebilmemize de bayılıyorum...
2008 mayıs kendimi verecek yeni bir film ya da kitap bulamadığım için olsa gerek kendimi age of empires oyununa vermiştim.Her sıkıldığımda açıp oyun oynuyordum.Bu dönemde kendimi ne kadar oyuna versem de bir önceki dönem kadar kaptıramamıştım çok şükür.Çünkü yine çok yoğun bir dönemimdi.
2008-2009 döneminde ne zaman sardığımı bilmiyorum ama Alacakaranlık filmine sardırmıştım.Hemde öyle böyle değil.Sürekli açıp bir sahnesini izliyordum.Hele ki mayıs ayında bir mimarın başına gelebilecek en kötü şey başıma gelmiş bilgisayarım ölmüştü.Projemin son kayıtlarının gittiğine mi yanayım projeyi elde çizip verecek olmama mı bilemediğimden uzun süreli ağlama nöbetlerimden sonra kendimi Alacakaranlık kitaplarına vermiştim.Ortalıkta ruh gibi dolaşıyor ve sürekli kitap okuyordum.O kitaplar çıtır ne kadar uzun sürede okumuş olabilirsin ki diyenlere cevabım psikolojiniz anormalleşirse defalarca okuyabiliyorsunuz. İşte bu yazıyı yazmamın sebebi de bu hallerimle ilgili.Geçen hafta arkadaşımı ziyarete gittim.Annesinin beni gördüğünde ilk söylediği söz'' Alacakaranlığım gelmiş''oldu.Düşünün ne takıntıymış.Hatta başka bir arkadaşımın bütün yurt arkadaşları beni Alacakaranlık seven kız olarak tanıyorlardı :)))
en çok izlediğim sahnelerden birisi :)
2009-2010 senesi takıntılarımı geçiyorum çünkü hala mevcutlar :)Evet kore dizileriyle tanışmak gibi bir hata yapmıştım.O hallerimi anlatmaya gerek yok hepimizde var :))
2010-2011 dönemi bu sefer dizilerden uzak durup düzgün bir teslim yapmam gerekiyordu ve takıntılarım ona göreydi.Çizim yaparken sürekli dinlediğim bir müzik vardı.Kalafina...Kuroshitsuji animesinin müzikleri vasıtasıyla Asudenin tanıştırdığı bu japon grubunu öyle çok sevdim ki iki teslim dönemini onlara borçluyum :)
Çizim molalarında ise gece evi serisi okuyordum.Ah ben ve bu vampir kitapları...Aslında bu kitapları aşırı basit olması sebebiyle kitap olarak değerlendirmemekteyim.Ama beyni çalıştırmadan okunabildiği için sınav zamanına birebirler :)
tanışmama vesile olan şarkısı buydu diğer en sevdiğim şarkıları için bir yazı yazmalıyım sanırım
Gelelim son yılıma yani sizinde şahit olduğunuz diploma projesini verme çabalarıma.İlk dönem kendimi Big Bang'e verdim.Aslında jyj fanlığım vipliğimden daha baskındır ama gözü kör olası sm yüzünden hiç bir programa katılmadıkları için bir teslimimi onlara veremedim.Ama BB yi keşfetmiş olmaktan ve vip olmaktan çok memnunum :) İkinci dönem kendimi bir şeylere vermeyeyim diye çok çabalasam da Big Bang izlerken Runing Man'i keşfetmiştim bir kere...Onasıl güzel bir programdır.Onlar ne şeker bir ekiptir..Vee yoon jae suk sen ne tatlı bir adamsın...Hatta kendimi öyle RM izlemeye verdim ki sevgili cinnet ve benim tek bir oppamız var oda Yoon Jae Suk :))
Aslında RM takıntım hala geçmedi ama nete girememe durumları ayırdı bizi...Ama ilk fırsatta oppamı izlemeye devam edeceğim ;))
oppamın şekerliğine bakın yaaa yirim ben seni :))
Sonuç olarak bu yazıyı okuyunca 4 yıllık okulu neden 6 yılda bitirdiğime dair bir fikir edinebilirsiniz :)))
Sonucu göre göre ders çalışmak istemiyorsanız da bir rehber edinebilirsiniz:))
Not: Ben hala aynı garfieldım.İş yerinde de youtube da takılmayı çok deniyorum ama bilgisayarın kulaklık kısmı bozuk...
Not: Bu ara bende bir yazma özürlülüğü var farkındayım ama düzelmiyor...Sorry...