MERAK EDENLERE...

sevgili günlüğün gıdığı öbülesi okuyucuları, aşk böcekleri, sevgi kelebekleri ve köyümün inekleri... sevgili Seidou'm söylemese açıkçası böyle bir yazı yazmak aklımın ucundan bile geçmeyecek.. malum son günlerde yaşadığım östrojen patlaması sonucu yazılarımın ana teması tamamen değiştiği için böyle bir yazı yazmak aklıma gelmemişti. bildiğiniz üzere (televizyonu yeni açan seyircilere bir önbilgi olsun) bulokumuzun çatısı altında 4 çıtır yazar bulunmakta.. ama yine bildiğiniz üzere bu 4 çıtır hatun henüz hiç yüzyüze tanışma şerefine nail olamadılar.. Arya'nın uzaaaaakkkk diyarlara göç etmesi sebebiyle bu tanışma faslının gerçekleşme ihtimali annemin tabiriyle benim aklı başında bir koca bulup evlenme ihtimalimden bilem düşük bir hal aldı.. iletişim için face, tibit ,mail ve binimum teknolojik ağların yanında duman, güvercin ve pisişik güçleride kullanmamıza rağmen hala ne yazık ki birbirimizden güç haber alabiliyoruz.. ister bunun sebebine gurbet deyin, ister zor koşullar, ister iş güç deyin ama biz kısaca KADER deyip boku feleğe atma taraftarıyız... burada yazdığımız yazılar sizin için ne anlam ifade ediyor gerçekten bilmiyorum ama aradaki mesafe ve iletişimli iletişimsizlikten dolayı bu yazılar bizim için ayrı bir önem arz ediyor.. örnek misal ben Seidou topağının Angarada işe başladığını bir önceki buram buram Halil Sezai kokan İSYEEEEAANNN yazısından öğrendim..birbirimizden heber almanın başka bir yolu oldu bulok açıkçası.. işte bu yüzden Seidou'mun isteği üzerine son günlerde neler yaptıklarımı yazmak istedim.. yazım Seidou'm için özeldir ama araya kaynak kabul edilir gönül rahatlığı ile okuyabilirsiniz...


Blokumuzun Chatbox kısmını takip edenler bilirler bundan bir kaç ay önce baya ciddi bir kaza atlattım.. çok sevgili okulumun 3m. boyunda 5 m. enindeki küçük everest cam panosu kafamda parçalandı.. neye uğradığımı şaşırdım ama kafasında şişe parçalayan Caner'i çok iyi anladım.. resmen feleğim şaştı..

THİS İS ARYA

o dönemlerde hortlamış mumya gibi geziyodum ortalıklarda..hatta bi ara Mumya filminin devamı için başrol teklifi bile aldım ama bu küçük bir anekdot o yüzden atlayacağım :)

MOMENTİNİ KAYBEDEN RUH HALİM

bi dönem ciddi şekilde dengesizleştim ki ben bu dönemlere oldukça alışık bir insanım..Momentini kaybetmişte sokak sokak onu arar bir haldeydim.. satürn uranüs deyip olayı gezegensel boyutlarda açıklamak isterdim ama benim dengesizliğim genetiksel bir olay.. daha bilimsel yane..bu dengesiz ruh halimin olduğu dönemlerin üzerine birde yoğun östrojen patlaması yaşayınca gündüz hulusi kentmen kıvamında olan ben geceleri nuri alçoya dönüşüyodum :) bu durum izlediğim dizilere ve filmlere bile yansıdı.. önce Greatest Love izleyip üstüne ACUŞİ krizine girince soluğu Ghost dizisinde aldım.. Acuşiyede bir güzel doydum... şimdilerde İris izliyorum dizinin Acuşi cenneti olmasının yanında macera olması ayrı bir izlenir kılıyor..

MİDENİZ BULANMASIN DİYE BÖLE CİCİ CİCİ KAKALAR SEÇTİM

dengesiz bir dönem derken sadece ruh halim yada hormonal dengem değil tüm bünyem bu dengesiz dönemden nasibini aldı.. bi ara çık fena kabız oldum bi türlü sıçamıyodum.. yani içimde patlamaya hazır bir bomba vardı da bi türlü çıkamıyodu.. o dönemler "Allamm neden kıç deliği denilen şeyi bu kadar küçük ve bok denilen şeyi bu kadar büyük yapıyosun ki " diye isyean ettim.. sonra sen misin isyan eden bir ishal oldum Allah sizi inandırsın amazon ormanına yağan yağmur gibi kanalizasyonu şenlendirdim yiminlen..ofis ile tuvalet arasındaki mesafeyi en hızlı koşan editör olarak okulda ün yaptım.. hatta bir ara 4. kattaki ofisimden 2. kattaki tuvalete uzun atlama ile atlayarak okul yönetimim tarafından işine sadık editör ünvanı bile aldım ama onlara hiç bir zaman bu durumun işimin başına hemen geçmek için zaman kazanma çabası olmadığını bunun sadece tuvalete acilen yetişme çabası olduğunu söylemedim tabi...

AŞIK OLUYORUM EYVAH YERİMDE DURAMIYORUM...

sonra o kadar işimin gücümün arasında ben bide aşık oldum.. yok öle acuşi oppa falan değil bildiğin senin benim gibi adama aşık oldum... çok sokella bişeydi.. zencimsi bir melez.. okulun hem öğrencisi hemde modeli.. varın siz düşünün şukellalığını herüfün.. böle çizimlerimde neyim baya yardım etti bende sene sonu defilesi için kendisini erkek modelim seçtim baya bi vakit geçirdik beraber.. sabahladığımız günlerde oldu döşü gıllı olmayan biskolatalarında uyuyup kaldığımda.. baktım o da bana karşı boş değil ama böle bi çekingenlik var üzerinde.. dedim "aslanım siz evropa görmüş geçirmiş adamlarsınız nedir bu çekinenlik ver bi gıdık bakiyim..." böle birlikte baya bi vakit geçirdikten sonra baktım bunda atraksiyon yok ama çokta samimi davranıyo.. el atmak lazım bu işe yoksa biskolataları kaptıracam.. bigün beraber vakit geçirmişiz gene.. ve kafada dumanlı cinsten odama dönerkene dedim ver bi öpücük bakiyim diye bi atraksiyonla öpeyim dedim ama benden atik davrandı melez biskolata.. sonra bana "arya hislerini anlıyorum ama seninle aramızda bu tarz bir şey olabilemez çünkü ben kızlardan hoşlaşmıyorum" dedi.. ben tabi dumur durumda kaldım... meğer benim biskolatam benim gibi biskolata sevengillerdenmiş.. yani ben bu duruma baya bi bozuldum hatta bi ara kendisine yani gerçekten hiç mi hiç olmazmı? bi tanecikte mi olmaz? şeklinde salakça sorularda sormadım değil.. DENGESİZLİK işte... yani kendimi Personal Taste'teki hatun gibi hisstteim "ben seni bölede severim valla bak" diyesim vardı ama adamın bana "ben seni böyle sevmem 25 cm. taktırda gel" deme ihtimali üzerine sustum.. "ya benim ol olmayacaksan da pipin düşsün emi" diye isyan ettim ama sonra bunu bir gece erkek arkadaşı ile çok öpüşgen bir şekilde görünce valla biskolatalarına dair tüm kurduğum hayaller çok itici gelmeye başladı.. bir LOVE STORY'de böle başlamadan bitti...